Edirne’de bu yıl ilk defa Karaağaç’taki tarihi tren garı bahçesinde düzenlenen “Topraktan Sofraya Edirne Gastronomi Festivali’nin 3’üncü gününde moderatörlüğünü Şef Gökhan Çekver’in yaptığı “Mutfak Kültürünü Şekillendiren Unsurlar; Balkan Göçleri” söyleşisi gerçekleştirildi.
Söyleşiye; Şef Gökhan Çekver, Trakya Üniversitesi (TÜ) Öğretim Üyesi Dr. Rıfat Gürgendereli, Araştırmacı Yazar Meryem Pelin, Havsa Kadın Kooperatifi Başkanı Hülya Tuncer, Trakya Turizm Gastronomi Derneği Başkan Yardımcısı Gülay Kaya ve vatandaşlar katıldı.
Pomak kültürünü araştırdığına değinen Araştırmacı Yazar Meryem Pelin, Edirne’nin Havsa ilçesine bağlı Naipyusuf köyünde yaptığı çalışmalara değinerek; köyde yaptıkları çalışmaları anlattı. Pelin, Pomak geleneklerinden olan bocuk gecesini de ilk defa yaptıklarına değindi. Havsa Kadın Kooperatifi Başkanı Hülya Tuncer ise Trakya’nın tarhanasını gündeme getirerek coğrafi işaret almak için çok çaba sarf ettiğine değindi. Tuncer, çorbanın içim haline getirmek için çalışmalar yaptığına değinerek; bazı işlerin küçümsendiğini ifade etti. Tuncer, gönül kırıklığının olduğunu söyledi. Trakya Turizm Gastronomi Derneği Başkan Yardımcısı Gülay Kaya da Pomak yemeklerini tanıtmak için kendi mutfağından başladığını belirtti.
“BALKANLARA HÂKİM OLARAK YAŞADIK”
Söyleşide konuşan Trakya Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. Rıfat Gürgendereli, Türk yemek kültürünün Balkanlar’da hâkim olduğuna dikkat çekerek; “Balkan yemekleri diyoruz ama asırlarca Balkanlar’da hâkim olarak yaşadık. Yemek kültüründe de hâkim unsur olmuşuz. Bir Sırp’ın paylaşımında gördüm; Almanya’da bir restoranda yemek yediğinde fotoğraf çekip; ‘Osmanlı iyi ki gelmiş de bizim yemek çeşitliliğini arttırmış’ demiş. Evinde yemek pişen bir çocuğun kültürüyle pişmeyen arasında çok fark var. Özellikle çocukluğumuzdaki kokuları ararız” diye konuştu.
MERT ERİŞKİN
Kaynak: MERT ERİŞKİN