Hava Durumu

“Afette Kurtarılacak Parçalar Tanımlanmalı”

Edirne’de Şehir Plancısı Namık Kemal Döleneken, Edirne gibi tarihi yapı sayısı fazla olan kentlerde olası bir afet durumunda yapılması gerekenlerle ilgili önerilerde bulundu. Döleneken, özellikle afet sonrası tarihi eserlerde ilk kurtarılması gereken için uzmanlar tarafından ciddi plan yapılması gerektiğini söylerken; “Binaya değer katan, sanat tarihi açısından parçaların mutlaka tanımlanması lazım” dedi.

Haber Giriş Tarihi: 17.04.2025 16:44
Haber Güncellenme Tarihi: 17.04.2025 16:50
Kaynak: UĞUR AKAGÜNDÜZ
“Afette Kurtarılacak Parçalar Tanımlanmalı”

Edirne’de Şehir Plancısı Namık Kemal Döleneken, kentlerdeki tarihi yapıların olası bir afet durumunda korunması için önerilerde bulundu.

Yangın, sel, deprem gibi afetlerin Edirne gibi tarihi miras sayısı fazla olan kentlerde yapılması gereken planlarla ilgili örnekler sunan Döleneken, Türkiye’de 11 ili etkileyen depremde yaşananlarla birlikte hatırlattı. Döleneken, özellikle yıkılan ya da zarar gören tarihi yapılarda öncelikle kurtarılması gerekenler için uzmanlar tarafından plan hazırlanması gerektiğini ifade etti.

“KENDİ ALANINDA KİMSE HAZIR DEĞİLMİŞ”

Türkiye’de afet konusunun özellikle 11 ili etkileyen depremden sonra ciddi anlamda gündem olduğunu söyleyen Döleneken; “Afet ve afet sonrası ile ilgili birçok değerlendirme yapıldı. Ama depremde bir şey gördük; bu büyüklükte bir deprem olduğunda hiçbir kurum tam olarak hazır değilmiş. Kendi alanında da kimse tam hazır değilmiş. Ama en azından buradan çıkan dersler oldu” ifadelerini kullandı.

“DEPREMDE EN ÇOK YIKILAN RESTORE EDİLEN YAPILARDI”

Döleneken, depremde en çok yıkılan yapıların arasında restore edilen tarihi eserler olduğunu açıklarken; “Restore edilmeyen yapılarda yıkılan daha azdı. Bunun bir kısmı yanlış yüklenici seçimi, tekniğe uygun olmayan işler olabilir. Ama bir diğer tarafı dünyadaki kabul edilen kurallara göre, bir tarihi eseri restore ederken, o günkü malzemelerle yapmanız lazım. O yüzden çimento kullanımına izin verilmez. O günkü kullanılan teknikler, kirecin kalitesi, diğer malzemeler bugün yok. O gün o malzemeler tutuyordu, bugün bizim yaptıklarımız tutmuyor. Demek ki biz, onları yapamıyoruz. Şu anki yapım teknikleri, bizim aynı harcı yapmamıza izin vermiyor. Bütün dünyadaki ve Türkiye’deki uzmanlar, şu anda bunu nasıl çözebileceklerini tartışıyor. O yüzden sel, deprem, yangın gibi afetlerin sonrasında yapılarımızın dayanıp dayanmayacağı baştan incelenmesi lazım” dedi.

“AFET PLANI GELİŞTİRMEK ZORUNDASINIZ”

Edirne’nin Kaleiçi semtindeki ahşap yapılardaki yangın riskine de dikkat çeken Döleneken; “Örneğin; Kaleiçi’ndeki ahşap yapılan için yangın riski hala var. Bununla ilgili bir planlama olması lazım. Alan Yönetim Planı’nda risk analizi ve afet planı istiyorlar. Dünyada bu tür olaylar arttıktan sonra daha da ciddi istiyorlar. Afetlerde tarihi eserler, müzeler zarar görmeye başlayınca daha fazla üzerinde durmaya başladılar. UNESCO Dünya Mirası olmak istiyorsan mutlaka böyle bir planla gitmen gerek. Örneğin; Selimiye’de bir yangın ya da bir afet durumunda, oradaki insanları nasıl tahliye edeceğini çok iyi programlamış olman lazım. İşaretlemeden sesli uyarılara kadar her şeyin çözülmüş olması lazım. Buna karşı bir afet planı gelişmek zorundasınız. Anıt eserler için de, şehirler de böyledir. Kaleiçi ya da Karanfiloğlu gibi ahşap binaların olduğu bölgeler için de böyledir. Bazı planlar vardır ama bu tarz bölgeler için biraz daha ciddi üzerinde durup bir adım öteye götürmek lazım” sözlerine yer verdi.

“YAPILARDA NEYİ KURTARMAMIZ GEREKTİĞİNİ BİLMELİYİZ”

Döleneken, depremin ardından Antakya’daki tarihi eserlerin büyük bölümünün yıkıldığını söylerken; “Bütün kentlerde anıtsal ve tescilli eserler vardır. Bunların tescil fişleri vardır. Anıtlar Kurulu dediğimiz Bölge Koruma Kurulları, binayı ‘Korunması Gereken Yapı’ olarak tescil ederler. Yapıların hepsinin bir fişi vardır ve orada adresi, fotoğrafı vs. vardır. Ona baktığınızda hangi parselde, ne zaman yapıldığı, krokisi, planını görürsünüz. Bu tescilli yapıların önemli bir bölümünün rölövesi de yapılmıştır. Bunlar olsa bile Antakya bölgesinde şöyle bir sıkıntı çıktı; her yer yıkılmıştı ve hızla temizlenmesini istiyorlardı. Yıkılan tarihi yapıların içerisinde birçok parçası duruyordu. Bunları tek tek inceleyip hangi parçasının saklanıp korunmasına karar vermek çok güçtü. Bu da tam anlamıyla yapılamadı. Vakıflar kendi yapılarını çevirdi ama diğer yapılarla neredeyse hiç kimse ilgilenemedi. Sonuçta bunlar atıldı. Sonucunda şu gerçek ortaya çıktı; bir yapıyı değerli buluyorsak, kültür mirası deyip tescilliyorsak, binanın rölövesini çıkarmak da yeterli değil. Yangın, sel, deprem gibi afetlerde buradan neyi kurtarmamız, neyi hiçbir şekilde gözden çıkarmamamız gerektiğini düşünmeliyiz. Binanın bazı parçalarını gözden çıkarabiliriz. Ama orada mutlaka o binaya değer katan, sanat tarihi açısından parçalar vardır. Onların mutlaka tanımlanması lazım. İnsanlar bir afet anında mutlaka kurtarılması gerekenleri bilmesi ve onları almaları lazım. Onların dışındakiler gerekirse tasfiye edilebilir. Bu yoksa, sizin tescil etmeniz bir şeyi değiştirmiyor. Onlar da moloz olarak alınıp götürülüyor. Bunun bütün Türkiye’de yapılması lazım. Özellikle Edirne olarak bizim de yapmamız lazım. Bir afet anında değer verdiğimiz, çok övündüğümüz bu yapılarda ilk neyi kurtarmamız gerektiğini bilmemiz lazım” dedi.

“AFET DURUMUNDA HERKESİN KARIŞMASI DOĞRU DEĞİL”

Selimiye Camii’nden örnek veren Döleneken “Örneğin; Selimiye’nin kütüphanesinde el yazması eserler var. Mutlaka vardır ama bunları kim, ne yapacak, nereye götürecek? Ahşap ya da taş yapı yıkıldığında, o yapının içinden çıkarılması gerekenler değerli eşyalar vardır. Bu çalışma çok ciddi ve uzmanların katılması gereken bir çalışmadır. Elimizde bu çalışmanın olması lazım. Bir de kimin yapacağının belli olması lazım. Bu vali, belediye başkanı, başsavcı ya da emniyet müdürü olamaz. Şehirde bunu yönetecek birisi vardır. Herkesin karışması da doğru değil. Bizde deprem oluyor, herkes karışıyor. Küçük bir olayda bunu yönetmek daha kolay ama büyük bir olay olduğunda herkes talimat vermeye başlıyor. Bu da afeti zorlaştırıyor. Plan da kağıt üzerinde bir plansa ve yeteri kadar uygulaması yapılmadıysa olmuyor” diye konuştu.

UĞUR AKAGÜNDÜZ

Kaynak: UĞUR AKAGÜNDÜZ

Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
logo
Batı Ekspres - Edirne'nin Haber Sitesi En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.