Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) Edirne Şubesi Yönetim Kurulu, laiklik ilkesinin Anayasa’ya girişinin 88’inci yılını kutladı.
ADD Edirne Şubesi Yönetim Kurulu adına Yönetim Kurulu Başkanı Celil Özcan tarafından yapılan açıklamada, laiklik ilkesinin Anayasa’ya girişinin 88’inci yılını kutlandı. Özcan, açıklamada laikliğin, devletin vatandaşlarıyla olan ilişkilerinde inançlara göre ayrım yapmaması ve herhangi bir mezhebi inancın, aynı toplumda diğer mezhebi inançlara baskı yapmasının önlemesi olduğunu belirterek; “Diğer bir tanımlamayla da devlet yönetiminde herhangi bir dinin / mezhebin referans alınmamasını ve devletin dinler karşısında tarafsız olmasını savunan prensiptir ki devlet düzeninin, eğitim kurumlarının ve hukuk kurallarının dini mezheplere göre değil, akla ve bilime dayandırılmasını amaçlar. Ayrıca, din ve mezhep işlerini kişinin vicdanına bırakarak bireyin inanç özgürlüğünü koruyabilmesini sağlar. Laikliğe göre, insan yaşamında ibadetin dışında her türlü iş ve işlem, dini / mezhebi inanca göre değil; Anayasa’ya, yasalara ve kurallara göre yapılır. Din / mezhep, kişinin özel yaşamının bir parçasıdır. Laiklik, öteki dünya ve bu dünya işlerinin ayrı tutulmasıdır” ifadelerini kullandı.
Türkiye Cumhuriyeti’nde 5 Şubat 1937’de Anayasa’ya laiklik ilkesinin eklendiğini hatırlatan Özcan; “Türkiye Cumhuriyeti laik bir devlet olarak tanımlanmıştır. Laikliğin kabul edilmesiyle birlikte devlet yönetiminde şeriye (dini / mezhebi) kuralların kullanılması engellenmiştir. Laiklik ilkesi Türk devriminin vazgeçilmez bir unsurudur. 5 Şubat 1937’de laiklik ilkesinin 3115 sayılı kanunla Anayasa metnine girmesi, laiklik ilkesinin ‘Altı Ok’un içinde’ Anayasa’nın 2’nci maddesinde yer alışı, Anayasa’da yapılan değişiklikle 2’nci madde yeniden düzenlenerek, Altı İlke (Altı Ok) Türkiye Cumhuriyeti’nin temel ilkeleri haline getirildi. 1928’de yapılan değişiklikte yer alan ‘Türkiye devletinin resmi dili Türkçedir, başkenti Ankara’dır’ ibaresinin başına ‘Türkiye Devleti, cumhuriyetçi, milliyetçi, halkçı, devletçi, laik ve inkılapçıdır’ cümlesi eklendi. Anayasa’nın 2’nci maddesinde yapılan değişiklikle, 6 ilke Anayasa metnine girdi” dedi.
Özcan, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün laiklik ilkesiyle ilgili görüşlerine de yer vererek; “Mustafa Kemal Atatürk; ‘Din bir vicdan meselesidir. Herkes vicdanının emrine uymakta serbesttir. Biz dine saygı gösteririz. Düşünüşe ve düşünceye karşı değiliz. Biz sadece din işlerini, millet ve devlet işleriyle karıştırmamaya çalışıyor, kasıt ve fiile dayanan tutucu hareketlerden sakınıyoruz’, ‘Laik hükümet kavramından dinsizlik manası çıkarmaya çalışan fesatçılara fırsat vermeyiniz. Laiklik, asla dinsizlik olmadığı gibi, sahte dindarlık ve büyücülükle mücadele kapısını açtığı için, gerçek dindarlığın gelişmesi imkanını temin etmiştir’, ‘Laiklik, yalnız din ve dünya işlerinin ayrılması demek değildir. Bütün yurttaşların vicdan, ibadet ve din hürriyeti demektir’ demiştir. Ayrıca, Mustafa Kemal Atatürk 1924 yılında yaptığı bir konuşmada; ‘Dünya yüzündeki her şey için, maddi ve manevi her şey için, yaşam için ve başarı için en doğru yol gösterici bilimdir, tekniktir. Bilimin ve tekniğin dışında yol gösterici aramak, düşüncesizliktir, bilgisizliktir, yanlıştır’ demiştir” sözlerine yer verdi.
Laikliğin, devletçilik dışındaki diğer ilkelerin hepsinin de ön koşulları içinde yer aldığını belirten Özcan; “Demokrasinin ön koşuludur; çünkü laiklik olmadan gerçek bir düşünce özgürlüğü olamaz. Devrimciliğin ön koşuludur; çünkü laikliği kabul etmemiş bir toplumda, bilimin ve çağın gereklerinin gerisinde kalmış kurumları değiştirmenin tartışması bile genellikle yapılamaz. Halkçılığın ön koşuludur; çünkü bir din devletinde halkın istekleri değil, dinsel seçkinlerin düşünceleri önemlidir. Atatürk, laiklik anlayışını, kendi el yazısı ile kaleme aldığı ‘Medeni Bilgiler’ kitabında, sadece din ve devlet işlerinin değil, dinin de siyasetten ayrılması ve yasaların inançlara göre değil, toplumun gereksinmelerine göre yapılması ilkelerine bağlamaktadır. Atatürkçü Düşünce Derneği Edirne Şubesi Yönetim Kurulu olarak, Anayasa’ya laiklik ilkesi eklenmesinin ve Türkiye Cumhuriyeti’nin laik bir devlet olarak tanımlanmasının 88’inci yıl dönümünün ulusumuza kutlu olmasını diliyoruz” dedi.
HABER MERKEZİ
Kaynak: Haber Merkezi