Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim-Sen) Edirne Şubesi, Eğitim-Sen’in kuruluşunun 30’uncu yıldönümünü kutladı.
Kentteki bir restoranda düzenlenen kutlama programına Eğitim-Sen Edirne Şube Başkanı Ahmet Acet ve yönetim kurulu üyeleri ile Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu’na (KESK) bağlı sendikaların Edirne temsilcileri ile kentteki bazı siyasi parti, sendika ve sivil toplum örgütlerinin temsilcileri katıldı.
Kutlama programında konuşan Eğitim-Sen Edirne Şube Başkanı Ahmet Acet, emeğin, dayanışmanın ve mücadelenin simgesi Eğitim-Sen’in 30 yaşında olduğunu belirterek; “Encümen-i Muallimin’den TÖS’e, TÖB-DER’e, Eğit-Sen’e, Eğit-Sen’den bugüne uzanan 100 yıllık eğitim ve bilim emekçileri mücadelesinin öncüsü Eğitim Sen, resmi olarak 30 yıl önce 23 Ocak 1995 tarihinde kuruldu. 12 Eylül darbesinin yarattığı karanlığa inat kavgamız, büyük bir emekle yaşattığımız umudumuz, 30 yıldır Eğitim-Sen ile birlikte büyüyor. Her türlü baskı, tehdit, yasak ve engellemelere rağmen 30 yıl önce birlik, dayanışma ve mücadele ruhuyla başlattığımız onurlu yürüyüşümüz ilk günkü gibi büyük bir heyecan ve kararlılıkla sürüyor” ifadelerini kullandı.
Eğitim-Sen’in mücadeleci kimliğinden ödün vermeden 30 yılı geride bıraktığını söyleyen Acet; “Eğitim Sen, eğitim ve bilim emekçilerinin eğitimde ve toplumsal yaşamda oluşturulmak istenen karanlığı yırtan fiili mücadelesi sonucunda okullarda, üniversitelerde, eğitim kurumlarında inşa edilmiş, eğitim ve bilim emekçilerinin sesi, taleplerinin takipçisi olarak mücadeleci kimliğinden ödün vermeden 30 yılı geride bırakmıştır. Eğitim ve bilim emekçilerinin kökleri 1908’e kadar uzanan mücadele tarihi, aynı zamanda insanca yaşam ve demokratik Türkiye için yürütülen mücadelenin tarihidir. Eğitim Sen, mücadele tarihi boyunca eğitimi ve toplumsal yaşamı kendi siyasal-ideolojik hedefleri doğrultusunda düzenlemek isteyenlerin karşısında kurulan barikat her zaman en önünde durmuştur. Eğitim Sen fiili-meşru mücadele anlayışıyla ülkenin dört bir yanında iş yerlerinde, eğitim kurumlarında yaşanan haksızlıklar, hukuksuzluklar ve baskılar karşısında savunduğu ilke ve değerlerinden güç almış, nokta kadar çıkar için virgül kadar eğilmeyenlerin sendikası olmuştur” dedi.
Acet, Eğitim-Sen’in mücadele tarihi içinde isimler ve yüzler değişse de savunulan ilke ve değerlerin hiçbir zaman değişmediğini belirterek; “Eğitim ve bilim emekçilerine, çocuklara, gençlere, öğrencilerimize insan onuruna yaraşır bir yaşam, onurlu bir gelecek bırakmanın sorumluluğunu her zaman hissediyor; okullarda, üniversitelerde, tek tek iş yerlerinde ve alanlarda, meydanlarda, yaşamın her alanında dostluğu, dayanışmayı ve umudu büyütmeye devam ediyoruz. Eğitim ve bilim emekçilerinin ekonomik, sosyal ve sendikal haklarının, demokrasinin, emeğin ve eşit haklar mücadelesinin simgesi olan Eğitim Sen, eğitim ve bilim emekçilerinin 100 yılı aşan örgütlenme ve mücadele geleneğinin 30 yıldır temsilcisi olmanın haklı gururunu yaşamaktadır” sözlerine yer verdi.
Eğitim-Sen’in sadece bir sendika değil; eğitim ve bilim emekçilerinin haksızlıklara karşı haykıran sesi, baskılara ve yasaklara karşı direnerek mücadele edenlerin birleşme adresi olduğunu söyleyen Acet; “Eğitim Sen, eğitim ve bilim emekçilerinin kazanılmış haklarının ortadan kaldırılmasına, eğitimde yaşanan ticarileşme ve dinselleşme uygulamalarına karşı bulunduğu her alanda mücadele etmektedir. Eğitim ve yükseköğretim hakkının adım adım piyasa ilişkileri içine çekilmek istenmesine karşı herkes için eşit, kamusal, parasız, bilimsel, laik ve anadilinde eğitim mücadelemiz kararlılıkla sürmektedir. Eğitim-Sen’in mücadelesi aynı zamanda, düşünceyi ifade ve örgütlenme özgürlüğünün sağlanması, farklı kimlik ve kültürlerin kendilerini özgürce ifade edebildiği ve kamusal alanda kendisini temsil edebildiği gerçek anlamda laik ve demokratik bir Türkiye yaratılması mücadelesidir. Eğitim-Sen, bugüne kadar gelen mücadele sürecinde, emekçilerin haklarının ancak birleşik mücadele ile koruyup geliştirebileceğini savunmuştur. Sendikamızın örgütlenme ve mücadele anlayışı, emeğin haklarında ısrar eden, her türlü haksız ve adaletsiz uygulamanın karşısında örgütlü gücüyle durmayı ilke edinen bir anlayıştır” dedi.
Eğitim-Sen’in kadın emeğinin sömürüsüne, kadınlara yönelik şiddete, tacize, tecavüze, cinsiyetçiliğe, eşitsizliğe, ırkçılığa ve kadınları yok sayan politikalara karşı mücadelenin adı olduğunu vurgulayan Acet; “Yaşamın her alanında, kız çocuklarının ve kadın eğitim ve bilim emekçilerinin, LGBTİ+ bireylerin onurlu bir yaşam hakkı; insanca koşullarda çalışma hakkı için mücadelenin adıdır. Eğitim-Sen, üniversiteyi üniversite yapan ilke ve değerler tümüyle ortadan kaldırılmaya çalışılırken; üniversitelerin evrensel değerlere, akademik özgürlüğe, demokratik, özgür, eşit bir çalışma ve öğrenme iklimine kavuşması, insan toplum doğa yararına bir üniversite fikrinin hayata geçmesi için mücadele eden sendikadır. Toplumun özgür ve demokratik gelişimi önündeki engellerin ortadan kaldırılması için yürütülen her mücadelenin en önünde Eğitim-Sen’i görmek mümkündür. Eğitim-Sen, geçtiğimiz 30 yıl içinde sadece sendikal ve demokratik hakların değil, aynı zamanda emek, demokrasi ve barış mücadelesinin öznesi olmuş, her türlü anti-demokratik uygulamanın, baskıların ve her türlü ayrımcılığın karşısında dimdik ayakta durmuştur. Sendikal hakların, demokrasinin, emeğin ve eşit haklar mücadelesinin sesi olan Eğitim-Sen, 100 yılı aşan mücadele birikimiyle ve geçmişten bugüne taşıdığı değerlerle, eğitim ve bilim emekçilerinin birlik, dayanışma ve mücadele örgütü olmanın sorumluluğuyla hareket etmeyi sürdürecektir” ifadelerine yer verdi. Acet’in konuşmasının ardından kutlama programı gece boyunca devam etti.
Kaynak: UĞUR AKAGÜNDÜZ