İstanbul Üniversitesi Mimarlık Fakültesi, Şehir ve Bölge Planlama Bölümü Dr. Öğr. Üyesi Halide Candan Zülfikar, Edirne’de İmparatorluk Mekânları: Edirne Saray Bahçeleri konulu sunum yaptı.
Zülfikar, Trakya Üniversitesi ile İstanbul Üniversitesi işbirliğinde bu yıl 4’üncüsü düzenlenen Edirne Araştırmaları Sempozyumu’nda yaptığı sunumda, Edirne Sarayı’nın Has Bahçesi’ne dikkat çekti. Halk arasında ‘Tavuk Ormanı’ olarak da bilinen Has Bahçe’deki bitki türlerinin önemini vurgulayan Zülfikar, bölgede özellikle Kakava ve Hıdırellez Şenlikleri ile tarihi Kırkpınar Yağlı Güreşleri’nin düzenlenmesi nedeniyle yaşananları hatırlattı.
“ARAÇLAR ÇOK ZARAR VERİYORLAR”
Has Bahçe’de gerçekleştirilen araştırmalar sonucunda zengin bitki çeşitlerinin bulunduğunu belirten Zülfikar; “Burada 163 takson bitki türü tespit edilmiş. Bunlardan 1 tanesi endemik tür ve kaybolma tehlikesi ile karşı karşıya. Bu yüzden bitkilerin koruma altına alınması gerekiyor. Mevcut bitki örtüsünün bilinçsiz kullanımını engellemek için birtakım çözümler üretilebilir. Tavuk Ormanı’nı arabayla gittiğiniz zaman düzensiz bir otopark sistemi var ve araçlar, ağaçların köklerine kadar yanaşarak çok zarar veriyorlar” ifadelerini kullandı.
“DENGELİ BİR ŞEKİLDE KORUMAMIZ GEREKİYOR”
Has Bahçe’nin bulunduğu Sarayiçi mevkiinde Kakava ve Hıdırellez Şenlikleri’nin de düzenlendiğini hatırlatan Zülfikar; “Kakava şenlikleri saray alanında yapılıyor. Çok güzel ama bu şenliğe 12 sene önce gittiğimde sadece bu şenliği yapan kişilerin gelerek sabahın 5’inde kendi geleneklerine göre gerçekleştirdikleri bir törendi. Ama günümüzde iş başka bir boyuta gitmiş durumda. Eğer burasını somut olmayan kültürel miras olarak düşünüyorsak özgün değeri ve orijinalliğini de dengeli bir şekilde korumamız gerekiyor” dedi.
“ALANIN RUHUNA UYMAYAN KULLANIMLARI GÖRMEKTEYİZ”
Zülfikar, Edirne Sarayı’nın Adalet Kasrı önünde yapılan Kırkpınar Yağlı Güreşleri alanına da dikkat çekerek; “Edirne’de Kırkpınar güreşlerini yapabilmek için daha uygun bir alan bulunabilecektir. Çünkü güreşlerin yapıldığı dönemde buradaki yoğun kullanım, koruma-kullanma dengesi ve bu alanın ruhuna uymayan kullanımları görmekteyiz. O yüzden bunun da tekrar düşünülmesi gerektiğini düşünüyorum” sözlerine yer verdi.
UĞUR AKAGÜNDÜZ