Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Tekirdağ Milletvekili ve TBMM Milli Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonu Üyesi Nurten Yontar, genel kurulda kabul edilen Maden Kanunu’nda iş güvenliği tedbirlerinde çok büyük eksiklikler olduğuna dikkat çekerek, “Kaynak sömürüsü, emek sömürüsü ve çevre tahribatı aynı anda yaşanmakta” dedi. Mecliste kabul edilen teklifin genelinde sanki bazı kişilere verilmiş sözlerin yerine getirilmekte ve sıcak paranın ülkemize gelmesi için zemin hazırlanmakta olduğunu belirten Yontar; “Bu kanun teklifi, meclise daha sonra getireceğiniz Uluslararası Anlaşmalara da öncülük yapacak gibi görünüyor. Maden miktarı tam belirlenmeden madenin çıkarılmaya başlanılması ve istenen miktarın çıkarılamaması, firma zararı ve buna bağlı kamu zararı oluşmasına da neden olacaktır” diye konuştu. “KAR EDEN ENERJİ KURULUŞLARI SATILDI” “AKP iktidarı döneminde ülkenin en önemli ve kar eden enerji kuruluşları satılmış. Ya da özel sektöre devredilerek, devlet kontrolünden çıkarılmıştır” diyen CHP’li Vekil Yontar, rakamlara şöyle dikkat çekti: “AKP 2002’de hükümeti kurduğunda 9 milyar Dolar olan enerji ham madde ithalatımız 2022 yılında yaklaşık 11 kat artarak 96,55 milyar Dolarla rekor kırmıştır. Enerji hammaddeleri ithalat bedelinin yüzde 26,5’ini oluşturmaktadır.” “İŞ CİNAYETLERİ SIRADAN OLAYLARA DÖNÜŞTÜ” 22 yıllık AK Parti iktidarı döneminde Maden Kanunu’nun 28 kez değiştirildiğine dikkat çeken Yontar; “Her değişiklik madenler üzerindeki denetimsizlik iş sağlığı ve güvenliğine aykırı uygulamalar sebebiyle yaşanan maden faciaları ve iş cinayetleri olarak karşımıza çıkmaktadır. Madenlerimizde yapılan göstermelik tabela uygulamalarla, televizyonlarda baret takmış bakanların görüntüleriyle bu işin yürümeyeceğini biliyoruz. İş güvenliği tedbirlerindeki eksikliklere göz yumulması sonucu ülke madencilik tarihinin en büyük faciaları bu iktidar döneminde yaşanmıştır ve yaşanmaya devam etmektedir. İş cinayetleri ne yazık ki sıradan olaylara dönüşmüştür. Denetimsizliklerin ve vurdumduymazlıkların sonucu oluşan kazalar, kader ve fıtrat gibi söylemlerle bastırılmış, unutturulmaya çalışılmıştır” şeklinde konuştu. “ÇEVRE TAHRİBATI ANLATILAMAYACAK BOYUTTA” Madencilikte, kaynak sömürüsünün, emek sömürüsünün ve çevre tahribatının aynı anda yaşandığını ifade eden CHP’li milletvekili, çevre tahribatına dikkat çekerek şöyle devam etti: “Çevre tahribatı anlatılamayacak boyuttadır. Kuzey Marmara Otoyolu, Kazdağları, Akbelen, Marmara denizinde görülen müsilaj, siyanürle altın aranması, Hasankeyf, Salda Gölü, Tuz Gölü, Ergene nehri gibi kirlenen göller ve nehirler bunların bazı örnekleridir. Yine Marmaraereğlisi ilçemizin Sultanköy Mahallesi mevkiinde bulunan ve Likit Depolama AŞ tarafından yapılması planlanan ek projede yanıcı kimyasal maddeler depolanacaktır. Oluşabilecek bir kaza ya da doğal afet durumunda, BOTAŞ Dolum Tesislerinin yakınlığı da göz önüne alındığında bir felakete neden olabilecektir.” “BÜYÜK EKOLOJİK TAHRİBATA NEDEN OLACAK” Saray Elektrik Depolama Tesisi, Rüzgâr Enerjisi Santrali projelerinin yaratacağı sonuçlara işaret eden CHP’li Yontar, “Saray ilçemizin Ayvacık – Bahçeköy- Güngörmez Mahalleleri sınırları içerisinde yapılması planlanan Saray Elektrik Depolama Tesisi, Rüzgâr Enerjisi Santrali projesi bulunmaktadır. Söz konusu proje alanının Ergene nehri kaynak bölgesinde olması, mevcut alanın orman alanı olması, içinde pek çok endemik bitki ve hayvan türü olması nedeni ile büyük ekolojik tahribata neden olacağı aşikardır. Burada da projeyi hazırlayan personeller arasında meteoroloji mühendisi bulunmaması vahim bir hatadır” ifadelerine yer verdi.
HABER MERKEZİ