Cumhuriyetin 100’üncü yılında başlayacak eğitim ve öğretim yılıyla ilgili değerlendirme ve taleplerde bulunan Veli-Der Edirne Şube Başkanı Benay Gürsel yaptığı acıkmada ÇEDES protokolünün iptal edilmesi ve kaynakların kullanılması konusunda önceliğin çocuklarda olmasını istedi.
Gürsel yüzüncü yıl eğitiminin önemini vurgulayarak şu görüşleri savundu:
“Her öğretim yılı önemlidir. Ama yüz yıl önce çağdaşlığı, pozitif bilimi, laik eğitimi, karma eğitimi kılavuz edinmiş ülkemiz eğitiminde yüzüncü yılın eğitim öğretim yılı daha önemlidir.
Yüzüncü yılda eğitim öğretim durumumuz perişan olsa da bir arada olduğumuzda ve örgütlü ses getirdiğimizde olumsuzluğun önüne geçebileceğimiz umudu vardır. Eğitimde ilerleme elbette yıllarla değil niyetle ve hedeflere ulaşma ile belirlenir. Bu nedenle birlikte belirlenen hedeflere ulaşma sayılarıdır önemli olan.
Laikliği anayasa güvencesine almış ülkemizde on yıllardır devlet kadroları içine saklanmış kişiler laikliği aşındırmışlar, anlamını yok etmişlerdir. Bugün eğitim Diyanet İşleri Başkanlığı ve tarikatları kılavuz edinmiş vakıf ve derneklerin kontrolündedir. Bu kişi ve kurumlar iktidardan aldıkları desteklerle karma eğitimin kaldırılmasını, basın yayın organlarında yeni yaşam tarzı olarak gerici yobazlıkları açıkça savunabilmekte ve laik kesime tehdit gönderebilmektedir. Yüzüncü yılda eğitimimizin nereye geldiğinin en somut sonucu budur. Bu sonuca ulaşılmadan önüne geçmek ve rotayı kuruluş iradesine döndürmek zorundayız. Bu da birlikte ve kararlı bir ses ile olacaktır.
Yüzüncü yılın eğitim öğretim yılına başlarken öncelikle ülkeyi saran ekonomik alandaki yoksulluk her öğrenciyi, tüm aileleri etkilemektedir. Her alanda gelen zamlar yoksullaşmayı getiriyor ve yoksulluğu arttırıyor. Bu olumsuzlukla başlayan eğitim öğretim yılında iktidarın çare diye ortaya attığı dua ve şükür ile güvence bulmak ve dinci vakıf ve derneklere yönelmek. Yani ekonomik bozulmanın çaresini ekonomiyi bozanlardan sorgulamayıp yarına dair soyut umutlarla kadere bağlanmak.
Ülke nüfusunun yüzde 18’inin yetersiz beslendiği Dünya Gıda Örgütü tarafından yayınlanmıştır.
Geçmiş yıllarda velilerin talepleri sonucunda okul öncesi 320 okulda başlayan Okul Yemeği Programının tüm eğitim kurumlarında başlaması zorunludur. Okul yemeği programının uygulanması; çocuklarda sağlık sorunlarını önleyeceğinden sağlık harcamaları azalacaktır. Okulunu sevecek olan öğrenci okulda geçireceği zamanı sevecek ve devamsız öğrenci sayısı azalacaktır.
Yine taleplerimiz sonucunda kentimizde tüm okullarda sağlıklı ve parasız içme suyu sağlanmıştı. Bu sistemin devam etmesi ve bozulan su sebillerinin devlet tarafından elden geçirilmesi gerekmektedir.
Okul masraflarına gelen yaklaşık yüzde 126’lık zamla birlikte velilerin ekonomik olarak zorlanacağını ifade ederek “Birçok veli yaşadığı ekonomik sıkıntılar nedeniyle çocuklarını okullardan almak zorunda kalıyor. Milyonlarca çocuk eğitimden uzaklaşmak zorunda kalıyor.
Eğitimdeki bozulma tüm sınavlarda kendini göstermektedir. KPSS sınavında Genel Yetenek sınavına giren 771.576 kişi 60 soruya verilen doğru yanıt ortalaması sadece 19 olmuştur. Öte yandan YKS sınavında 500’leri aşan puanı alan kişinin yerleşemediği okula; “öncelik, teşvik” gibi amaçlarla 170 puan alan kişinin yerleştirilmesi adaletsizliğin göstergesidir.
Devlet okullarında ikili öğretimi, teşvik eden bakanlık özel okullarda tam gün eğitimi zorunlu kılmaktadır. Böylece devlet okulunda okuyanların ders sonrasında özel okullara gitmesine veya ailesinin ekonomisine katkı olsun diye çalışma hayatına başlamasına olanak sağlanmaktadır.
Özel okullara yapılan yardım her yıl olduğu gibi yine önde gitmektedir. MEB Özel Öğretim Kurumları Yönetmeliği’nde yapılan değişiklik ile özel okullar Belediyeler ile birlikte örgün eğitime destek amaçlı ücretsiz kurs açabilecektir.
Her yılın daimi sorunlarına çare bulamayan ve her yıl yetkililerin “hazırız” diye başladığı eğitim maalesef her yıl kötüye gitmektedir. Kentimizde yıkılan okulların yerine yeni okul yapılmadığı gibi yeni yerleşim bölgesi okullarındaki yığılmanın çözülmesi amacıyla taleplerimize rağmen henüz bir okul yapılmamıştır.
Yine Siyası iktidar 4-6 yaş çocuklara dini eğitim verilmesi için Diyanet İşleri Başkanlığı’na bağlı yüzlerce anaokulu açarak, ÇEDES adı altında bir projeyi uygulamaya sokarak, seçmeli derslerde yaptığı son değişikliklerle 13 yaşından küçük çocuklara dini eğitim verilmesinin bilimsel ve pedagojik olmadığı bilinmesine rağmen ‘Dinine ve kinine sahip çıkan nesiller yetiştireceğiz’ söylemleriyle siyasal İslam ideolojisi iktidarını kalıcılaştırma çalışmalarına hızla devam etmektedir.
Ayrıca seçmeli derslerde yapılan değişikliklerle hafta da16 saate kadar çıkarılmış, adeta tüm okullar İmam hatip programına dönüştürülerek çocuklarımızın gelişimi açısından önemli olan dersler seçmeli olmaktan çıkarılmıştır. Ortaokullardaki seçmeli Satranç, Görsel Sanatlar, ZekaOyunları dersleri neden kaldırılır? Bunun gerekçesi nedir? Liselerdeki seçmeli Müzik, Görsel Sanatlar, Drama gibi derslerin kaldırılmasının anlamı var mı? Ne yapmak istiyorsunuz? Çocuklarımız sanattan, spordan, müzikten tamamen uzaklaşsın mı istiyorsunuz?
Öğrenci Veli Derneği olarak devlet organlarına ve yerel yönetimlere acil çağrımızdır;
-ÇEDES ve benzeri uygulamalardan derhal vazgeçin, yapılan tüm protokolleri iptal edin.
-Önceliğiniz çocuklarımız olmalıdır. Kamu kaynakları çocuklarımızın sağlık, beslenme, barınma, ulaşım gibi temel ihtiyaçlarına aktarılarak ücretsiz bir şekilde karşılanmalıdır.
Eğitim sistemini ve toplumu kendi dünya görüşleri ve ihtiyaçları doğrultusunda dönüştürmek isteyenlere karşı bizler çocuklarımız için; eşit, kamusal, laik ve bilimsel bir eğitim verilmesini savunuyoruz.”