Ayçiçeği ve mısır hasadının ardından tarlalarını hububat üretimi için hazır hale getiren üreticiler, beklediği yağış düşmeyince geçen yıl olduğu gibi bu yıl da kuru toprağa ekim yapmak zorunda kaldı.
Gözü gökyüzünde, kulağı meteorolojik raporlarda olan çiftçiler, buğday tohumlarının filizlenmesi için umudunu yağışa bağladı.
Edirne Ziraat Odası Başkanı Hüseyin Arabacı, kuraklığın uzun süredir devam ettiğini söyledi.
Üreticilerin yağış beklediğini belirten Arabacı, "Önümüzdeki süreçte ürünün güzel çıkması için güzel bir yağmur bekliyoruz. Üreticilerimizin yarıdan fazlası ekti, diğer yarısı da ekmeye başladı. Beklenen yağış bir türlü gelmedi. Kasım ayının ilk haftası geçti sayılır. Önceki dönemlerde ekim ayının ortasında ekim başlıyordu ancak bu dönem üreticilerimiz ekim için yağışı bekledi. Bazı üreticilerimiz kuruya ekim gerçekleştirdi. Bu güne kadar yağış bekleyen üreticilerimiz de kuruya ekmeye başladı." diye konuştu.
Arabacı, toprağa ekimden sonra da yağış gelmemesi halinde esas zor günlerin o zaman başlayacağına vurgu yaptı.
Toprağın tamamen kuru olduğunu belirten Arabacı, "Kuruya ekmekte sıkıntı yok ama sonrasında hava şartları önemli. Yağmur az yağarsa onun da riskleri var. Yağmur az yağarsa buğday çimlenir arkadan kısa sürede yağmur gelmezse sıkıntı yaşayabilir." dedi.
Arabacı, ziraat mühendislerinin buğday ekiminde yabani otla mücadele ilaçlarına ilişkin uyarıda bulunduğunu dile getirdi.
Toprağın çok kuru olduğuna dikkati çeken Arabacı, "Yani şu an toprak çok kuru, ilacı boşu boşuna atmayın, o ilaç havaya gider ve tekrar uygulama yapmak zorunda kalırsınız. Bu da maliyeti artırır. Bu dönemde buğday çıkana kadar o ilaçların atılması gerekiyor, zaten toprak kuru, bu şartlarda buğday zaten çıkmaz. O yüzden yağmur yağdığı gibi üreticilerimiz uygulamayı yaparsa atılan ilaç çalışmaya başlar ve etkisini gösterir." diye konuştu.
Arabacı, bu sezon Edirne'de 1 milyon 300 bin dekarda buğday ekimi yapılacağını kaydetti.
Kırklareli Ziraat Odası Başkanı Ekrem Şaylan da son yıllarda artan kuraklığın çiftçileri olumsuz etkilediğini söyledi.
Bölgede yaklaşık 4 aydır kayda değer bir yağış görülmediğini ifade eden Şaylan, geçen yıl olduğu gibi bu yıl da üreticilerin buğdaylarını kuru toprağa ektiğini belirtti.
Kentteki üreticilerin yaklaşık yüzde 90'ının buğday ekimini tamamladığını dile getiren Şaylan, "Yaklaşık 25 gün önce buğday ekimi başladı. Kuru toprağa, çiftçi diliyle oza ektik. Büyük bir kuraklık yaşıyoruz, üreticimiz, çiftçimiz buğday ekimi yaptığı için yağış bekliyor. Zor bir ekim sezonu geçiriyoruz. Aşırı derecede de yağışa ihtiyacımız var." diye konuştu.
Kuraklığın devam etmesi halinde ekilen buğdayın bir kısmının çimlenip bir kısmının da hiç çıkmama riskinin bulunduğunu anlatan Şaylan, çiftçileri zor günler beklediğini kaydetti.
İlk yağışın çok önemli olduğunu ifade eden Şaylan, şöyle devam etti:
"Beklediğimiz yağışlar gelirse sıkıntı olmayacak, ortadan kalkacak. Ama yağışa acil ihtiyacımız var. Şu anda kuru toprağa ekmeseydik olası yağışla birlikte aşırı kış da gelirse buğdayı ekememe durumumuz olacaktı. Bu da bizim bütün sistemimizi alt üst eder. Çünkü ayçiçeği ve buğday ekimini ona göre ayarlıyoruz. Ekim nöbetini ona göre yapmak durumundayız.
Kuraklık çiftçinin hiç istemediği bir şey. Bitkinin gerektiği zamanda yağmur yağması demek hem kaliteyi artırır hem de bizim moralimizi yükseltir. Son yıllarda gerçekten iklim değişikliğinden kaynaklanan bir düzensizlik var. Çiftçilik zaten riskli bir meslek. Bu düzensizlik de bizim riskimizi daha da artırıyor. Ya aşırı derecede yağış alıyoruz 3-4 günde ya da şimdiki olduğu gibi yaklaşık 4 aydır kayda değer yağış alamıyoruz. Aşırı bir kuraklık baş gösterdi. Bu da bizim risklerimizi çoğaltıyor. Kuraklık devam ederse ürün kaybı muhakkak olur. Yağmur demek çiftçinin her şeyi demek. Tabii ki düzenli bir şekilde yağmasını istiyoruz fakat böyle bir durum son yıllarda göremiyoruz."
Tekirdağlı çiftçi Ünal İncehasan, iklim değişikliğinin son yıllarda tarımı olumsuz etkilediğini dile getirdi.
Buğdayda ekimin erken yapıldığı durumlarda, yağış gelmediği süreçte tohumun toprak altında uzun süre kalmasının bitki için iyi olmadığını ifade eden İncehasan, şunları anlattı:
"Her ne kadar kurak bir sezon geçirsek de toprağın her tarafı aynı oranda kurak değildir, nemli olan alana düşen tohum çimlenebilir ve uzun süre yağmur yağmaz ise erken çimlenen tohumlar ölebilir. Ekimle beraber kullandığımız taban gübreleri, yağışla buluşmadığı takdirde azot kayıpları yaşanılabilir. Kuraklık ve yağışların azlığı ürünlerin veriminde düşüşlere neden olabiliyor. Bütün çiftçilerimiz umutla yağmurun yağmasını bekleyecek. Ürününü toprakla buluşturan çiftçilerin artık gözü yağmurlarda. Düzenli yağışların olmasıyla bereketli bir yıl olmasını diliyoruz."