Şimşek, ülkedeki ekonomik krizin etkilerinin her geçen gün arttığını ifade ederek, "Zengin daha zengin, fakir daha fakir hale gelmiştir. Orta direk kalmamış, yoksulluk derinleşmiştir. Bu durum, sadece insanların maddi hayatını değil, psikolojisini de olumsuz etkiliyor. Antidepresan ilaç kullanımındaki artış bunun göstergesidir" dedi.
Bütçe gelirlerine dikkat çeken Şimşek, vergi gelirlerinin yüzde 88’inin işçi ve emekçilerin maaşlarından kesilen vergiler ile dolaylı vergilerden oluştuğunu belirtti. Şirketlerin katkısının ise oldukça düşük olduğunu dile getiren Şimşek, sosyal yardımlaşmadan faydalanan hane sayısının 2002’de 980 bin iken bugün yaklaşık 7 milyona ulaştığını vurguladı.
Ülkede 16 milyon SSK 4/A kapsamındaki çalışanın 7,5 milyonunun asgari ücretle çalıştığını ifade eden Şimşek, "Emekli maaşı alan 4 milyon kişi ise en düşük emekli aylığı olan 12.500 TL’nin altında yaşam mücadelesi veriyor. Asgari ücret ve emekli maaşı hesaplamalarının 2002 yılında olduğu gibi geçim endeksine göre yapılması gerekiyor" dedi.
Şimşek, işsizlik fonunun işçi ve emekçilerin yararına kullanılmadığını ifade ederek, "İşçinin maaşından kesilen işsizlik fonu, işverene destek ve bütçe açığını kapatmak için değil, işçi ve emekçilerin ihtiyaçları için kullanılmalıdır" çağrısında bulundu.
Şimşek, 2025 yılı için yaptığı hesaplamalara göre asgari ücretin 33 bin TL, en düşük emekli maaşının ise 30 bin TL olması gerektiğini belirtti.
2025 yılının ülkemize sağlık, mutluluk ve huzur getirmesi temennisinde bulunan Şimşek, kamuoyundan bu sorunlara duyarlılık gösterilmesini istedi.
HABER MERKEZİ