Her Cumartesi günü İsrail’in Gazze’yi işgaline karşı Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi öğrencileri ve sağlık çalışanları sessiz yürüyüş gerçekleştiriyor. Bu haftaki yürüyüşe 2 hafta Gazze’de gönüllü doktorluk yapan Op. Dr. Taner Kamacı da katıldı.
Eski Cami’den başlayarak Saraçlar Caddesi’ndeki Postane önünde basın açıklamasıyla son bulan yürüyüşün basın açıklamasını Dr. Kamacı okudu. Yaklaşık 7 aydır süren saldırılara karşı direnen Gazze halkını ve hastaneleri yurtları belleyen hekimleri selamlayarak açıklamasına başlayan Op. Dr. Taner Kamacı; “Gazze için mücadele eden ruh ile kendi nefsinden başka bir gündemi olmayan ruh her zaman farklı olacaktır. Çünkü insanlık, vicdanın sesine kulak verenlerin omuzlarında yükselir ve bu yolculukta kararlılıkla ilerleyenler, geçmişin karanlığını aydınlığa dönüştüren ışık olurlar. Gelecek, adil bir dünya için çaba harcayanların omuzlarındadır ve bu çaba, mahşeri vicdanda sonsuza dek yankılanacaktır. Yaklaşık bir asırdır işgalci Siyonist sözde devlet İsrail, Filistin’de sistematik bir şekilde katliamlar yapmakta, insanları yurtlarından zorla sürgün ederek mal varlıklarına el koymaktadır. 7 Ekim’den itibaren yaklaşık 7 aydır süren saldırıları neticesinde yaklaşık 40 bin kişi şehit oldu ve 100 bine yakın kişi ise yaralandı, 19 binden fazla çocuk ise yetim kaldı. İsrail’in Gazze’de bulunan hastanelere yönelik saldırıları katliamlara dönüşmüş, ancak söz konusu saldırılara uluslararası alanda henüz bir yaptırım uygulanmamıştır. Saldırılardan önce Gazze'de yaklaşık 35 hastane bulunmakta iken şu anda Gazze'nin kuzeyindeki hastanelerin tamamı ve güneyindeki hastanelerin çoğu sağlık hizmeti veremez durumda. Bugünlerde Gazze'de ayakta kalan ve hala çalışmaya devam eden yalnızca 3-4 hastane mevcut. Bunların da sadece 2'sinde aktif olarak ameliyat yapılabilmekte. Hastanelerin bazıları bombalanarak tahrip edilmiş, bazılarının içindeki cihaz ve malzemeler parçalanarak kullanılamaz hale getirilmiş ve birçoğu da 7 aydır hayatlarını ortaya koyan doktor ve sağlık görevlilerinin şehit edilmesi, tutuklanması veya göçe zorlanması nedeniyle sağlık hizmeti veremez hale gelmiştir. Özellikle Gazze'nin kuzeyindeki bazı hastanelerde hemen hemen hiçbir tıbbi malzeme kalmamış ve güney-kuzey arası bağlantı neredeyse tamamen kesildiğinden dolayı malzeme tedariki de yapılamaz hale gelmiştir. Gazze'nin kuzeyindeki en büyük hastane olan Şifa Hastanesi geçen aylarda düzenlenen saldırılar sonunda çalışamaz hale getirildi. Gazze’nin güneyindeki en büyük hastanesi olan El-Nasır Hastanesi bombalandı ve hizmet dışı kaldı. Gazze halkı abluka altında açlığa mahkum ediliyor. Bombaların, kitle imha silahlarının dehşetinden kurtulabilen insanlar, yetersiz beslenmenin, susuzluğun, salgın hastalıkların pençesinde ölüme mahkum ediliyor” dedi.
ŞENER ŞENTÜRK