SAROS’UN DENİZ ÇAYIRLARI NEREDE?

Saros Gönüllüleri Dayanışması Sözcüsü Mürşide Ertürk Çoban, Saros Körfezi’ne yapılan FSRU Terminali ve Kara Boru Bağlantı Hattı nedeniyle taşınan deniz çayırlarının akıbetini sordu. Çoban, konuyu CİMER’e sorduğu halde deniz çayırlarının nerede olduğuna dair bilgi edinemediğini açıkladı.

Haber Giriş Tarihi: 10.11.2023 18:01
Haber Güncellenme Tarihi: 10.11.2023 18:01
https://batiekspres.com/

Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği’ne (TMMOB) bağlı Makina Mühendisleri Odası (MMO) Edirne Şubesi’nin Cumhuriyetin 100’üncü yılı kapsamında düzenlediği Trakya’da Sanayileşme ve Çevre Sempozyumu’nun beşincisi devam ediyor.

Edirne Belediyesi Atatürk Kültür Merkezi ve Belediye Konservatuvarındaki 3 günlük sempozyumda, bugün de çeşitli oturumlar gerçekleştirildi. Sempozyumun dördüncü oturumu Prof. Dr. Doğan Kantarcı’nın yönetiminde gerçekleştirildi. MMO Enerji Çalışma Grubu’ndan Makina Mühendisi Şayende Yılmaz, Türkiye’nin ve Trakya’nın enerji görünümü; İstanbul Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Maden Mühendisliği Öğretim Görevlisi Prof. Dr. Nuray Tokgöz, Trakya’da kömür varlığının enerji ve çevre açısından yeri ve önemi; Saros Gönüllüleri Dayanışması Sözcüsü Mürşide Ertürk Çoban, Trakya’nın doğal gaz sorunu, ticareti, boru hatları ve limanlarındaki sorunlar ile Doğa ve Kültür Derneği (DOKU) Başkanı Göksal Çidem, Rüzgar Enerjisi Santralleri (RES), yerleri ve sorunları konulu sunum gerçekleştirdiler.

“10 BİLİM İNSANI LEHİMİZE KARAR VERDİ AMA LİMAN YAPILDI”

Saros Gönüllüleri Dayanışması Sözcüsü Mürşide Ertürk Çoban, sunumunda Saros Körfezi’ne BOTAŞ tarafından yapılan Saros FSRU Terminali ve Kara Boru Bağlantı Hattı projesi ile ilgili açıklamalarda bulundu. Çoban, projenin yapımı ile Saros Körfezi’ne verilen zararları açıklarken; “Saros Körfezi, Turizm Koruma ve Geliştirme Bölgesi ve hatta Özel Çevre Koruma Bölgesi olduğu halde Edirne’den Çanakkale’ye tüm bölge ve yaşananları çevresel, bilimsel ve hukuksal adaletsizliğe maruz bırakılmış. 10 bilim insanı lehimize karar verdiler, ‘Bu liman buraya yapılamaz’ dediler. Ama 2009/7 genelge diye bir genelgeyle bize, ‘ÇED raporumuz revize edildi, bu liman buraya yapılacak’ denilerek ‘Kamu yararıyla bu liman buraya yapılmalı’ kararı verildi. Saros denizini katlederek, tarım arazilerimizi yok ederek, Ganos fay hattı üzerine son hızla inşa edilmiştir. Üzerine diyorum çünkü 7 kilometre. Deprem 7 kilometreyi tanımıyor” ifadelerini kullandı.

“SAROS’UN KENDİ KENDİNİ TEMİZLEMESİYLE TEMİZLENMESİ MÜMKÜN DEĞİL”

Projenin, Saros Körfezi’nin doğal deniz habitatına da önemli zararlar verdiğini söyleyen Çoban; “Limana gelip gidecek gaz tankerlerinin oluşturacağı kirlilik, Saros Körfezi deniz ekosistemlerinin yok olmasına sebep olmaktadır. Körfezin iç bölümü büyük bir akarsu ile beslenmediği ve kapalı bir bölge olduğu için Saros’un kendi kendini temizleme özelliğiyle temizlenmesi mümkün değildir” dedi.

“DENİZ ÇAYIRLARININ AKIBETİNDEN ŞÜPHE DUYUYORUZ”

Çoban, proje ile bölgedeki deniz çayırlarının yerinden taşındığına dikkat çekerek; “Bu projede dünyada ilk defa denenen bir yöntemle, proje bittikten sonra yerine geri taşınmak üzere 6 bin metrekare alandan deniz çayırları sökülüp, 860 metre uzaklığa taşınarak dikildi ve taşındığı alanda yüzde 100 uyum sağlandığı iddia edildi. CİMER’e akıbetini sordum, ‘Koordinatları nedir? Neredeler? Bize 3 aylık periyodik olarak rapor bildirecektiniz. Bunu bildirin’ diye. ‘Yerlerinde sağlıklılar’ diye cevap geldi ve biz akıbetlerinden şüphe duyuyoruz. Deniz çayırlarının gittikleri yerde öldüklerini düşünüyoruz. BOTAŞ, deniz çayırlarını taşıma yöntemiyle 2 ödül aldı. Birincisi Yeşil Elma Çevre Ödülü, bir de Biyoçeşitlilik Envanteri ödülü. Taşıma sistemi; turşu bidonlarıyla çıkartılan deniz çayırları kasalara konuyor. Kasalarla 860 metre uzaklıktaki adaların yanına kondu ve yüzde 100 uyum sağladığı iddia edildi. Deniz çayırları, balıkların yuvalandıkları, dünyadaki oksijenin yüzde 70’ini sağlayan deniz karbon salınımında doğal filtre görevi görür. Deniz yaşam ekosisteminin kilit sistemidir. Bu çayırların yok edilmesiyle balıkların yumurtlama alanları da yok edildiğinden, deniz canlı türlerinin azalması açısından büyük tehdittir. Biyolojik çeşitliliğin devamı, deniz çayırlarının korunmasıyla sağlanacaktır” sözlerine yer verdi.

“YANGIN İÇİN YETERLİ ÖNLEM ALINMAMIŞTIR”

Proje ile boru hattı boyunca 10 binden fazla ağacın kesildiğini söyleyen Çoban; “Yaşayan canlılar ve yaban hayat, bu durumdan son derece olumsuz etkilenmiştir. Anayasanın 169’uncu maddesiyle güvence altında olan yanan orman sahalarından da boru hattı geçmesine izin verilmiştir. Boru hattının ormanlık alandan geçen kısımlarında olası bir sızma sonucuyla çıkabilecek yangın için yeterli önlem alınmamıştır. Bu tehlike, bölge için önemli bir tehdit oluşturmaktadır” dedi.

“KOCA BİR COĞRAFYA HARİTADAN SİLİNECEKTİR”

Çoban, Saros Körfezi ve çevresini bekleyen önemli bir tehlikeye de dikkat çekerek; “FSRU boru hattı ve LNG tankerlerinden, fiziksel ve kimyasal kaçaklardan kaynaklı, gaz kaçağı, yangın, patlama riski ve yakıtın saçılması gibi büyük endüstriyel kazalar gerçekleşebilir. Bir LNG gemisinin olası patlamada çevreye vereceği patlama etkisinin, 55 atom bombası gücünde olacağı öngörülmektedir. Bu durumda, içinde milyonlarca insan ve canlı barındıran koca bir coğrafya haritadan silinecektir” diye konuştu.

UĞUR AKAGÜNDÜZ