Edirne’de 2010 yılında sanayide lastik satışı ile başlayan Remziye Cankıran, daha sonra oto lastik servis ekipmanlarını alarak servis işine de girdi. İşini çok severek yaptığını belirten Cankıran, kendi yerini ilk açtığı dönemlerde sanayi esnafının önyargılarıyla karşılaştığını, daha sonrasında esnafın kendisini benimseyerek kucakladığını ve kendisine ‘Abla’ diye hitap ettiklerini söyledi.
Cankıran, eşinin de sanayi de oto elektrik dükkânı işlettiğini ve kendisine her zaman destek olduğunu belirtti. ‘Açık cezaevine düştüm’, ‘Sanayiye girdiğimden beri etek giymeyi unuttum’ diyen Cankıran, zamanla erkek hegemonyasını kırdığını ve kadınların her alanda güçlü ve başarılı olabileceğini göstermek için çaba sarf ettiğini belirtti.
2016 yılında meme kanserine yakalanan Cankıran, tedavi sürecinde hastaneden çıkıp, sanayiye çalışmaya geldiğini ve hastalığını çalışarak atlattığını söyledi. Cankıran, aynı zamanda 2018 yılında tanıştığı Taekwondo ve Uzakdoğu sporlarında kendini ilerleterek antrenörlük ve hakemlik yapıyor.
“SANAYİDEKİ ALGIYI VE ÖNYARGILARI YIKTIM”
Sanayi esnafının ‘Kadının sanayide ne işi olur?’ algısını yıktığını belirten Cankıran; “2010 yılında eşimin Edirne Sanayi Sitesi’nde olan oto elektrik dükkânlarından birini oto lastik dükkânı olarak devir aldım. 2010 da sadece satış olarak başladığım işletmemde 2012 yılında oto lastik servis ekipmanları kurarak satış, lastik tamiri, lastik montaj ve balans olarak hizmete başladım. Sanayiye ilk başladığım dönem benim için açık cezaevi gibiydi. Çünkü her yer erkek dolu, müşteriler erkek, çalışanlar erkek. Lokantaya gidip yemek bile yiyemiyordum. Sanayideki en büyük artım eşimin sanayide olmasıydı. Eşimin sanayide oto elektrik dükkanı var ama hiçbir zaman aynı dükkan da çalışmadık. Ama eşimin kim olduğunu bildikleri için oradan bana karşı esnafın bir çekingenliği vardı. Benim sanayiye ilk girdiğim dönemlerde hiç kadın yoktu. Kadın müşteri bile gelmezdi. Şimdi sanayide kadın müşteriler o kadar rahat geziyor ki, bu beni çok mutlu ediyor. Bazı kadın müşterilerim eşlerini de yönlendiriyor. İşimi ne kadar titizlikle yaptığımı görüyorlar ve geri dönüşler de güzel oluyor. Başlarda önyargılar çoktu. Bir kadının sanayide oto lastikçi olması hem sanayi esnafı tarafından hem de gelen müşteriler tarafından tuhaf karşılanıyordu. Fakat zamanla o algıyı ve önyargıları yıktım. Sanayi esnafı sağ olsun beni çok güzel kabul ettiler, sahiplendiler. Eşim birkaç dükkan ötede ama ona hiç ihtiyacım olmadı bugüne kadar. Benim ses tonum biraz yükselsin eşimden önce esnaf koşuyor, o kadar sahiplendiler” dedi.
“BENDEN SONRA KADIN ESNAF SANAYİYE GİRMEYE BAŞLADI”
Sanayi esnafının kendisine ‘Abla’ diye hitap ettiğini ve kendisinden sonra kadın esnaflarının sanayiye girdiğini söyleyen Cankıran; “Kadın demek üretmek demek. Doğaya bile doğa ana diyoruz. Ürettiği için, verici olduğu için. Bugün 8 Mart Kadınlar Günü. Kadın ne kadar gelişirse ne kadar tüm iş kollarında var olursa dünya o kadar güzelleşecektir. Kadınlarımız her yerde olmalı. Kendilerine güvenmeliler, konfor alanlarından çıkıp yenilikçi olmalılar. Kadın isterse her şeyi yapar. Ben Edirne’de sanayi de tektim. Benden sonra kadınlar sanayiye girmeye başladı. Bu beni çok mutlu ediyor. Pes etmesinler, başarılı olmak için çok çalışsınlar” dedi.
“UZAKDOĞU SPORLARINI SEVDİM”
Cankıran, aynı zamanda Taekwondo ve Uzakdoğu sporlarında kendini ilerleterek antrenörlük ve hakemlikte yaptığını ifade ederek; “Teakwondo ile oğlumu kursa yazdırmayla tanıştım. Daha sonra Uzakdoğu sporlarını sevdim. Kendimde bir dönem gittim, kuşaklarımı aldım. Baktım ben bu spordan zevk alıyorum. Bu alanda ilerlemek istedim ve federasyon sitelerine girdim. Hakemlik vasıflarını tamamladığımı gördüm. İstenilen kriterleri karışladığımı gördüm ve müracaatımı yaptım. Sınavlara girdim, hakemlik görevine hak kazandım. Antrenör ve hakem olarak aktif görev alıyorum. Federasyon Trakya Bölgesinde bir maç olduğunda en yakın hakemi görevlendiriyor. Benim tek işim yok aslında her iş benim. Çalışmayı çok seviyorum” diye konuştu.
HİLAL PEKER