Salınmış; "Anadolu hikayeleri dünya sinemasına örnek olabilir"

Edirne'de 9. Gezici Balkan Panorama Film Festivali’ne katılan ünlü oyuncu Hakan Salınmış, Anadolu’nun hikâyeler açısından çok zengin bir coğrafya olduğunu belirterek; “Onların hepsini tek tek ayıklayıp çıkardığınız zaman dünya sineması, dünya televizyonları için de çok ciddi örnekler olabilir” dedi.

Haber Giriş Tarihi: 21.05.2024 16:25
Haber Güncellenme Tarihi: 21.05.2024 16:25

Edirne'de Trakya Üniversitesinin ev sahipliğinde, İçişleri Bakanlığı Sivil Toplumla İlişkiler Genel Müdürlüğü ile Rumeli Kültür, Sanat ve Eğitim Derneği'nin destekleriyle düzenlenen 9. Gezici Balkan Panorama Film Festivali’nde ünlü oyuncu Hakan Salınmış söyleşisi gerçekleştirildi.

20-24 Mayıs tarihlerinde Balkan Yerleşkesindeki Türkan Sabancı Kültür Merkezi'nde festivalin 2'nci gününde ardından saat 13.00'te yönetmenliğini Fikret Reyhan'ın yaptığı "Çatlak" adlı film gösterildi. Akademisyenler, öğrenciler ve sinemaseverlerin katıldığı gösterimin ardından filmin oyuncularından Hakan Salınmış, Edirnelilerle bir araya geldi.

“ÇOĞUNLUĞU HİKÂYEDEN ÇOK REYTİNGLERİN YÜKSEKLİĞİ İLGİLENDİRİYOR”

Salınmış, katılımcıların sorularını yanıtlarken; söyleşinin ardından basın mensuplarının açıklamalarda bulundu. Salınmış, Türkiye’de birçok senarist ve yazar bulunduğunu belirterek; “Fakat bunların hikâyelerini yazmaları için önlerini açmak gerekiyor. Bunu dizi sektörü için söylüyorum. Bağımsız sinema için zaten herkes bir hikâyesi var ve yazıyor. Ama yapımcıların o kadar odaklandığı başka şeyler var ki. Çoğunluğu hikâyeden çok reytinglerin yüksekliği ilgilendiriyor ve bu aslında bizim hikâye yazarlarımızın da önünü tıkayan bir şey haline geliyor. Çünkü kimse yapımcı olarak çok fazla risk almak istemiyor. Yurt dışında daha önce yapılmış, tutmuş ve bunun karşılığı olarak Türkiye'de de tutabileceklerine inandıkları hikâyeleri yurt dışından transfer edip burada uygulamaya çalışıyorlar. Arada bir tutan oluyor ama yüzde 80’i bence tutmuyor, olmuyor. Çünkü bizim kültürel ve sosyolojik farklılıklarımızın, onların hikâyeleriyle örtüşmesi mümkün değil. Bu giderek kötü bir sarmal haline geliyor. Çünkü bugün size öğrettiğimiz televizyondaki dizilerde, bizim anladığımız anlamdaki ahlaki ve kültürel değerlerimize çoğu uygun olmuyor” ifadelerini kullandı.

“GERÇEK HİKÂYELERİN ÜSTÜ HEP ÖRTÜLÜYOR”

Dönem hikâyelerinin ise gerçekle pek alakası olmadığını söyleyen Salınmış; “Çünkü gerçeği anlatsanız belki seyirci sevmeyecek diye düşünüyorsunuz. Biraz süslemek gerekiyor diye onları biraz çarpıtıyoruz. Bütün bunların sonucunda da işte ne yazık ki bizim yeni nesle anlatmak istediğimiz gerçek hikâyelerin üstü hep örtülüyor. Çatlak filminde gerçekten bir Anadolu insan hikâyesi var ve bence çok başarılı, çok da iyi bir film. Ama biz öyle bir alıştırdık ki seyirciyi başka tarz ve başka tür işlere, bundan sıkılabiliyor. Oysa gerçek olan bu ve yeni neslin de seyretmesi gereken şey budur. Çünkü bu gerçek bir hikâye. Evet, kurmaca da yapılır. Onun üstüne de çok yeni şeyler denilebilir. O anlamda da Türkiye ve Anadolu çok zengin kaynaklara sahip. Ama biz hep daha kolayını ve ne yazık ki çok tasvip etmediğimiz hikâyeler ve olay örgüleriyle seyircilerin karşısına çıkıyoruz” dedi.

“GEÇMİŞİ İYİ BİLMEK VE YENİLİKÇİ HAMLELER YAPMAK LAZIM”

Salınmış, günümüzde insanların modern bir dünyada yaşadığını belirterek; “Modern dünyanın hikâyelerini de takip ediyor olmamız lazım. Ama her hikâyenin, modern hikâye de olsa bir alt metni vardır ve bu yaşadığınız ve yetiştiğiniz coğrafyayla çok ilgilidir. Kültürle çok ilgilidir. Siz onun altını boş bırakıp üstüne modern bir hikâye koymaya kalktığınızda da ne yazık ki çok başarılı olamıyorsunuz. Geçmişi iyi bilmek lazım. Ama ileriye dönük yenilikçi hamleler de yapıyor olmak lazım. Sorunların düzeltilmesi için çok ciddi bir eğitim sistemi, kültür ve sanat politikasına ihtiyaç var” sözlerine yer verdi.

“KEŞKE DAHA FAZLA DİJİTAL PLATFORM OLSA”

Dünya genelinde ortaya çıkan dijital platformlar ve platformlarda yayımlanan Türk dizi ve filmleri hakkındaki görüşlerini de açıklayan Salınmış; “Ben çok faydalı buluyorum. Keşke daha fazla bu dijital platformlar olsa. Çünkü bizim düşündüğümüz zenginliği yaratan şeyler bunlardır. Alternatif yapmaya çalışıyorlar. Farklı konuları ve hikâyeleri işlemeye çalışıyorlar ve bunların önünde de bir kıstas ve engel yok. Bazen yaptığımız şeyler öyle ki yurt dışında da karşılık buluyor, onların da çok ilgisini çekiyor. Ben eminim; bu Anadolu toprağı o kadar zengin bir yer ki yüzyıllar içerisinde üstünden binlerce kültür gelmiş geçmiş. Onların hepsini tek tek ayıklayıp çıkardığınız zaman dünya sineması, dünya televizyonları için de çok ciddi örnekler olabilir” dedi.

“EDİRNE’NİN BİR SANAT ŞEHRİ OLMAMASI MÜMKÜN DEĞİL”

Salınmış, Edirne’de bazı dönemlerde dizi ve film çekimlerinin gerçekleştirildiğini ve yeni bir film platosu kurulması için çalışmaların yapıldığının hatırlatılarak, kentte çekilecek bir film veya dizide yer almak isteyip istemediği soruldu. Salınmış, Edirne’de çekilecek bir projede yer almayı çok isteyeceğini söylerken; “Ben hiç İstanbul'da yaşamam. İstanbul'dan çok da haz etmiyorum ve İstanbul'da bu işi yapan yapım şirketleri de, oyuncular da, yönetmenler de hepsi bezmiş vaziyette. Çünkü artık adım atılacak yer yok. Kimsenin İstanbul'da yapılan bir işe tahammülü yok. Çünkü herkes bıkmış vaziyette. O kadar çok iş yapılıyor ki. O yüzden İstanbul dışına çıkmak için herkes bir bahane arıyor. İstanbul'a bu kadar yakın olup özellikle şimdi hızlı tren olacakken; aynı zamanda Vali Bey ile de dün görüştük ve bir plato için imkan sağlıyor ve böyle bir imkan varken buranın böyle bir sanat şehri olmaması mümkün değil. Çok büyük bir fırsat. Tabii ki bunu biraz kontrol etmek lazım. İstanbul gibi bir hale dönmeden, şehrin bu doğal güzelliğiyle onu bir arada tutmak bence çok önemli olur” diye konuştu.

UĞUR AKAGÜNDÜZ