Edirne’de Trakya Üniversitesi Sağlık, Kültür ve Spor Başkanlığı’na bağlı Genç Tema Topluluğu, hava sıcaklıklarının artmasıyla birlikte orman yangınlarına dikkat çekmek amacıyla “Daha Yanmadan” adlı etkinlik gerçekleştirdi.
Eczacılık Fakültesi Gazi Mustafa Kemal Atatürk Konferans Salonu’nda düzenlenen etkinliğe Topluluk Başkanı Nida Nur Yılmaz, Yardımcısı Eylül Nida Coşar ve öğrenciler katıldı. Etkinlikte “Daha Yanmadan” adlı sunumu Topluluk Başkanı Yılmaz ve Yardımcısı Coşar birlikte yaptı.
“BİRÇOK CANLI YOK OLUYOR”
Yılmaz, sunumunda orman yangınlarında yalnızca ağaçların yanmadığına dikkat çekerek; “Birçok canlı, orman yangınlarında telef oluyor, yok oluyor. Ormanlar neye yarıyorlar ve biz orman yangınlarında neleri kaybediyoruz? Ormanlar iklimi düzenliyorlar, sel, çığ ve taşkınları önlüyorlar. Toprağı koruyarak, erozyonu önlüyorlar. Su döngüsünde rol alıyorlar. Kuraklık etkilerini azaltıyorlar. Karasal, biyolojik çeşitliliği yüzde 80’ine ev sahipliği yapıyorlar. Orman yangınlarında aslında orman yangını olduğunda biz bunların hepsinin zarar gördüğünü söyleyebiliriz” ifadelerini kullandı.
YANGIN ÜÇGENİNİ AÇIKLADI
Yangın üçgeni terimini açıklayan Yılmaz; “Yangın üçgeni, yangının oluşması için gerekenlerdir. Bunlardan biri bile olmazsa yangın olmuyor. Aslında yangını başlatmak zor bir şey ama maalesef ki çok yaşıyoruz. Yangın üçgenindeki bu 3 madde ne? İklim koşulları, yanıcı madde miktarı, yeryüzü şekillerine bağlı olarak gelişen yangının nasıl başlayıp geliştiği, hangi yönde nasıl bir hızla yayıldığı, yanmaya devam edip etmeyeceği gibi faktörler yangın üçgenini oluşturan sebeplerdir. Bunlardan biri bile olmazsa yangın olmuyor. Bunlar tutuşmayı başlatıyor. Bu da zaten yangına dönüyor” dedi.
“ORMAN YANGINLARINI BAŞLATAN İNSAN KAYNAĞI”
Yılmaz, 2021 yılında Türkiye’de çok büyük bir yangın yaşandığını söyleyerek; “En acısı da aslında orman yangınlarını başlatan insan kaynağı. Orman yangınlarının yüzde 90’ı insan kaynağıyla başlıyor. Orman yangınlarının sebeplerinde 6 tane sebep var. Bunlar artırılabilir ama en yaygın sebepleri bunlardır ve hepsi insan kaynaklıdır. Enerji nakil hatlarından kaynaklı kıvılcımlar, anız yakmak, ormanda ateş yakmak, ormanda bırakılan cam ve plastik atıklar, sigara izmaritleri, kundaklama gibi kasıtlı yakma eylemleri, hepsi insan kaynaklı sebepler ve orman yangınların sebeplerinde en yaygınlar da bunlardır” sözlerine yer verdi.
“SADECE AĞAÇLAR YANMIYOR”
Orman yangınlarının etkilerini açıklayan Yılmaz; “Orman yangınında sadece ağaçlar yanmıyor. Toprağı koruyan bitki örtüsü yok oluyor. Verimliliği azalıyor. Yaban hayvanlarının yaşam alanları zarar görüyor. Beslenme, barınma, üreme sorunları ortaya çıkıyor. Bu aslında biyolojik çeşitliliği de etkiliyor. Bazı türler göç etmek zorunda kalıyor. Bu da aslında onların hayatlarını devam ettirmesi için zor bir şey. Hem toprakta yaşayan canlılar, hem de ormandaki diğer yaban hayatı zarar görüyor” dedi.
YANGINLARDAN ÖNCE YAPILMASI GEREKENLERİ AÇIKLADI
Yılmaz’ın sunumunun ardından konuyla ilgili sunuma devam eden Başkan Yardımcısı Coşar, orman yangınlarından önce yapılması gerekenlere dikkat çekerek; “Ormanlık alanlarda sigara içmemeliyiz. Ormanda ateş yakılmaması gerekir. Piknik yaptığınızda ateşi söndürmemiz gerekir gibi. Bunları zaten biliyoruz. Fakat bazı şeyler bireysel olarak da ben yaptım bitti olmuyor. Maalesef hala orman yangınları devam ediyor. Peki, yetkililer neler yapabilir? Halk için daha çok rekreasyon alanı yaratılabilir. Ormanlık alanlara yakın yerlerde organik maddeler de oluyor ki bu organik maddeler yangını başlatıyor. Ormanlık alanlara yakın yerlerdeki organik maddelerin azaltılması yoluna gidilebilir. Orman içi yollara yakın yerlerde ölü ve diri örtü temizliği yapılabilir. Orman içi açıklıklarda ağaçlandırma çalışması yapılmamalıdır. Bu alanlar aslında insan eli değmeden, tamamen kendiliğinden oluşmuş yeşillik alanlardır. Bu alanlarda ağaç yetişmez. Yetişse de tek tük olur. Bu alanların korunması gerekir. Bu alanlara ağaç dikilmemelidir. Peki, politika nasıl yol izleyebiliriz? AFAD, Orman Genel Müdürlüğü, üniversiteler, askeri birlikler, belediyelerin orman yangınlarında iş birliğini sağlayacak mevzu değişikliklerini politik olarak gidilebilir. Aynı zamanda 6831 sayılı Orman Kanunu'nun 17’nci maddesinde kısıtlamaya gidilebilir. Çünkü genellikle orman kanunları bu maddeden çıkıyor. Bu kısıtlamaya gidilirse aslında orman yangınları ve ormanlara verilen izinlere de müdahale etmiş olabiliriz” ifadelerine yer verdi.
“1 MAYIS-31 EKİM YANGIN SEZONU OLARAK GEÇİYOR”
Coşar, Milli Eğitim Bakanlığı tarafından okullarda orman yangınlarına karşı daha çok çalışma ve eğitim yapılabileceğini söyleyerek; “Teknoloji çağında olduğumuz için aslında medya bizim en büyük kozumuz. Medyayı bu şekilde etkin bir kullanabiliriz. Yangın sezonu dediğimiz bir sezon var. Türkiye için bu 1 Mayıs-31 Ekim tarihleri arasında yangın sezonu olarak geçiyor. Özellikle de Akdeniz ikliminin görüldüğü alanlarda yangın sezonu çok daha fazla büyük yangınlarla geçiyor. Sadece Türkiye için de değil. Yunanistan'da, Avustralya'da, İtalya'da çıkan yangınları duymuşsunuzdur. Aslında iklimin de burada önemi yüksek. Bu yüzden yangın sezonlarında, hava durumuyla beraber yangın riski tüm medya kanallarında insanlara sunulabilir. Orman yangını çalışmaları da medyada kendine daha çok yer bulabilir. Biliyoruz ki orman yangınlarını gören ilk kişiler genelde o çevrede yaşayan halk oluyor. Orman içi köylerde yaşayan, o mahallede yaşayan insanlar oluyor. Orman işçisi alımındaki oradaki yaşayan kişilere öncelikle verirsek yangına müdahale de hızlı olabiliriz ve o köylerde, mahallelerde yaşayan insanları bilinçlendirerek, aslında bunun önüne hemen gördüğümüz anda geçebiliriz” diye konuştu.
UĞUR AKAGÜNDÜZ