Edirne’nin Tunca Nehri kıyısındaki plastik ve cam şişelerde yaşanan artış, bölgeyi adeta vahşi depolama çöplüğüne çevirdi.
Edirne’nin kurumları tarafından sık sık dile getirilen turizm potansiyelinde ilk örnek olarak gösterilen unsurlarından biri nehirleri.
Kentin içinden geçen Tunca ve Meriç nehirleri, tarihi köprüleri ve gün batımındaki eşsiz manzaraları ile Edirne’yi tanıtan video ve görsellerde kullanılarak yerli ve yabancı turistlerin ilgisini çekmek amacıyla sunulur.
ÇÖPLÜĞÜ ANDIRIYOR
Edirne Belediyesi’nin logosunda dahi yer alan 2 nehirden biri olan Tunca nehri ise yıllardır süregelen kıyısındaki kirli görüntüsüyle dikkat çekmeye devam ediyor. Meriç nehrine göre kent merkezine yakın olması nedeniyle yerli ve yabancı turistlerin yanı sıra vatandaşların da uğrak noktası olan nehrin kıyısı, plastikten cama çeşitli yiyecek ve içecek ürünlerinin atıldığı bir çöplüğü andırıyor.
HEM GÖRÜNTÜSÜ ÇİRKİN HEM DE DOĞA KİRLENİYOR
Plastiğe Hayır Platformu’ndan Edirne Çevre Gönüllüleri Derneği’ne, Edirne Kent Konseyi’nden doğa dostu birçok vatandaşa kadar senelerce bölgede düzenlenen etkinliklerle temizlenen nehir kıyısı, günümüzde özellikle plastik ve cam şişelerin çöplüğü haline geldi. Nehir kıyısında toprağa ve suya karışan plastik şişeler doğayı kirletmeye devam ederken; cam şişeler ise bölgede çirkin bir görüntünün oluşmasına neden oluyor.
SORUMLULUK KİMDE?
Kent merkezi ile Karaağaç’ı birleştiren tarihi Ekmekçizade Ahmet Paşa (Tunca) Köprüsü’nün girişi ile nehir kıyısı arasında bulunan çöp konteynerinin boş kalmasına rağmen insan eliyle doğaya atılan plastik ve cam şişelerin sayısı her geçen gün artıyor. İnsanların bilinçsizliğine kentin temizliğinden ve nehir kıyılarından sorumlu kurumların duyarsızlığı eklenince Tunca nehri kıyısı, vahşi depolama çöplüklerine benzeyen görüntüsüyle dikkat çekmeye devam ediyor.
UĞUR AKAGÜNDÜZ