“NÂZIM HİKMET’İN KARŞISINDA ŞİİRİNİ OKUDUM”

Prof. Dr. Recep Mesut, Bulgaristan’da ortaokul öğrencisi olduğu sırada yaşadığı kenti ziyaret eden şair Nâzım Hikmet’in karşısında ‘Salkım Söğüt’ adlı şiirini okuduğunu açıkladı. Mesut, Hikmet’in ziyaretinin öncesi ve sonrasında yaşadıklarını paylaştı.

Haber Giriş Tarihi: 26.10.2023 14:15
Haber Güncellenme Tarihi: 26.10.2023 14:15
https://batiekspres.com/

Trakya Üniversitesi’nde Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu’nun Kurucu Müdürlüğü, Tıp Fakültesi Dekanlığı, Başkoordinatörlük, Koordinatörlük, Ders Kurulu Başkanlığı ve Balkan Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürlüğü görevlerinde bulunan Tıp Fakültesi Anatomi Anabilim Dalı’ndan emekli Prof. Dr. Recep Mesut, çağdaş Türk şiirinin dünyaca ünlü şairi Nâzım Hikmet ile ilgili anısını açıkladı.

Bulgaristan’ın Dobriç kentinde 1941 yılında doğan Prof. Dr. Mesut, Nâzım Hikmet’in 1951 yılında Bulgaristan’a gerçekleştirdiği ilk ziyaretinde yaşadıklarını anlattı. Bulgaristan’a gelen Hikmet’in, o dönem adı ‘Tolbuhin’ olan Dobriç kentini ziyareti sırasında Türk Mektebi’nde ortaokul öğrencisi olduğunu belirten Mesut, ziyaret öncesi ve sonrasındaki anılarını paylaştı.

“KİMİN ÖNÜNDE ŞİİR OKUYACAĞIMIN FARKINDAYDIM”

Dünyaca ünlü şairi yakından görmenin heyecanını yaşadığını belirten Mesut; “Sadece görmekle de kalmadım; onun önünde kendi şiirini okumak, beğenisini kazanma şerefine de nail oldum. Fakat küçüktüm, 10 yaşındaydım. İlkokulu yeni bitirmiş, ortaya geçmiştim. Fakat kimin önünde şiir okuyacağımın farkında, bilincindeydim. Tabii ki çok heyecanlıydım” ifadelerini kullandı.

“COŞKUYLA KARŞILANDI”

Hikmet’in Moskova'ya gitmesinin ardından Bulgaristan Şairler Heyeti tarafından ziyaret edilerek Bulgaristan'a davet edildiğini söyleyen Mesut; “Nâzım, 500 bin Türk'ün yaşadığı Bulgaristan'ı merak etti ve daha Eylül ayında ilk gezisi başladı. Dobruca, Deliorman, Gerlova, Tozluk ve Kırcali yörelerini tek tek dolaştı, coşkuyla karşılandı; kendisi de çok mutlu oldu. Varna'ya da geldi ve oradan benim oturduğum Tolbuhin (Dobriç) şehrine getirdiler” dedi.

“2 GÜN EVDE YÜKSEK SESLE UĞRAŞTIM”

Mesut, Nazım Hikmet’in Dobriç’i ziyareti halk arasında heyecan yarattığını belirterek; “Kasabamızı ziyaret etmesi müthiş heyecan yarattı; karşılama tertip edildi. Ufak tefek olmama rağmen okul birincisiydim ve güzel Türkçe okuyabiliyordum. Öğretmenler beni seçtiler, yani Nazım Hikmet'in huzurunda Nâzım Hikmet şiiri okumak. Seçtikleri şiir de 1928’de yazmış olduğu ‘Salkım Söğüt’ şiiriydi. Şairin ünlendiği ilk şiirlerdendir. Benim de ezberim zayıftır. 2 gün durmadan evde yüksek sesle uğraştım. Dedem hiç mutlu olmadı, söylendi durdu; ‘Komünistmiş, dinsizmiş’ diye” sözlerine yer verdi.

“NÂZIM TELÂFFUZUMU VE VURGULARIMI ONAYLIYORDU”

Hikmet’in Dobriç’teki Türk Mektebi’ne geldiği sırada yaşananları anlatan Mesut; “Türk Mektebi’nin koridoru uzun ve geniş tutulmuştu. Bir ucuna da müsamereler için ahşap bir sahne yapılmıştı. Koridor, avlu, sokaklar hınca hınç doluydu. Çevre köylerden gelenler olmuştu. Sahneye bir masa kondu; Nâzım ve yanındaki Türk ve Bulgar şairler oturdular. Sıra bana geldi; içim titriyordu fakat sükûnetimi muhafaza ettim ve heyecanlı tonla, vurgular ve kesintiler yaparak şiiri okudum. 2 metre ötede oturan Nâzım başını sallıyor, benim telâffuzumu ve vurgularımı onaylıyordu” dedi.

“ŞİİRİNİN OKUNMASINDAN ÇOK MUTLU OLDUĞUNU ÖĞRENDİM”

Mesut, ‘Salkım Söğüt’ şiirini Hikmet’in karşısında okuduğunu vurgularken; “Sonradan öğrendiğime göre; ‘Benim şiirlerim öz vatanımda gizli ve sessiz okunur. Burada özgürce okunması beni çok mutlu etti’ demiş. 6 yıl sonra, 1957 yılında Nâzım Hikmet ikinci defa Bulgaristan'ı ziyaret etti. Türkiye özlemini en yakın topraklarda gidermek istiyordu. Fakat Bulgaristan’da komünist rejim bu sefer soğuk karşıladı, Türkler arasında dolaştırmadı. Sadece Varna'da misafir etti. Yine tesadüf eseri ben artık Varna’da lisede okuyordum. 16 yaşıma gelmiştim. Kendisini tekrar görebilmek için ‘Hotel Odessos’ çevresinde saatlerce gezindim; çünkü en yeni modern hoteldi. Fakat Nazım'ı 8 kilometre kuzeydeki sayfiye yerinde, ‘Bor Hotel’de ağırlamışlar, halktan kaçırmışlardı. Bir daha görmek nasip olmadı. 6 yıl sonra da Moskova’da, yakındığı ‘Angina Pectoris’ hastalığından, kalp krizinden vefat etti” ifadelerine yer verdi.

“TÜRKİYE’YE GÖÇ EDERKEN ESERLERİNİ GETİREMEDİM”

Hikmet’in Varna’da, Türkiye özlemini dile getiren en duygulu şiirlerinden biri olan ‘Memet’i yazdığını belirten Mesut; “Türkiye'ye göç ederken, Bulgaristan'da Türkçe olarak basılmış 10 kitaplık bütün eserlerini cesaret ederek getiremedim. Fakat Edirne'de birden Dr. Ratip Kazancıgil'in kütüphanesinde Kuvâyi Milliye Destanı’nı gördüm. 30 yıl Sağlık Müdürlüğü yapmış olan Ratip Hoca bana itiraf etti, ‘Kurtuluş Savaşı’nı en iyi anlatan eser bu destandır’ dedi. Artık Nâzım üzerindeki yasaklar kalktı, dizeleri herkesin dilinde. Kurtuluş Savaşı’nı ebedileştiren şair Moskova'da yatıyor” diye konuştu.

HABER MERKEZİ