Edirne İl Genel Meclisi’nin bugünkü toplantısında gündem dışı olarak Can Atalay’ın Milletvekilliğinin düşürülmesi ve Anayasa Mahkemesi’nin ve Yargıtay’ın verdiği kararlar hakkında değerlendirmelerde bulunuldu. İl Genel Meclis Başkanı Mehmet Geçmiş, Yargıtay ve Anayasa Mahkemesi’nin çelişkili kararlar verdiğini söyledi.
İl Genel Meclis’inin gündem dışı olarak konuşulan Can Atalay ile ilgili ilk sözü CHP Grup Başkan Vekili Şenol Kılıç aldı. Kılıç, yargıda sınıfta kaldık ifadelerine yer verdi. Daha sonra AK Parti Grup Başkan Vekili Nedret Akbulut söz alarak Can Atalay konusunun İl Genel Meclisi’nde tartışılmasını anlamsız buldu. AK Parti Meclis Üyesi Mustafa Suiçmez de TBMM’nin kararının doğru olduğunu söyledi.
“VATANDAŞLARIN YARGIYA GÜVENİ KALMADI”
İnsanların yargıya güveninin kalmadığını vurgulayan Mehmet Geçmiş, “Tartışma konusu açmak üzere Türkiye’nin ana gündeminde Can Atalay konusu var. Bütün televizyonlarda bunlar konuşuluyor. Türkiye’nin gündemine oturdu. Büyük Millet Meclisi bu konuda büyük bir çelişki içerisine girdi. Bununla ilgili Anayasa Mahkemesi’nin vermiş olduğu bir karar var fakat Yargıtay’ın da buna karşı vermiş olduğu bir karar var. Türkiye’de bir ufuk diye saygı duyduğumuz 2 resmi kuruluşun birbiri ile çelişkili tavırları ve almış olduğu kararlar var. Bu kararlar neticesinde pek çok vatandaşın da yargıya olan güveni sarsılmaya başlamıştır. Oysa bildiğimiz üzere Türkiye Cumhuriyeti bir hukuk cumhuriyetidir. Anayasası da hukuk normlarına göre oluşmuştur. Fakat hepimiz görüyoruz ki yukarıda hukukla ilgili çelişkiler yaşanmakta. Bu çelişkiler yargıya olan güveni azaltmakta ve vatandaşında yargıya olan güveni en az seviyeye kadar inmektedir. Biz, karar ne olursa olsun hukuk işlesin, hukukun karına da herkesin saygısı olsun. İki tane anayasal kuruluşu olan ve başımızda bulunan en büyük Yargıtay ve Anayasa Mahkemesi, çelişkili karar veriyorlar. Birinin söyledi karara diğeri, diğerinin kararına da diğeri uymuyor. Hatta birisi Anayasa Mahkemesi yasayla yönetilen ülkemizde kendisini terörist ilan ediyorlar. Defalarca söylüyorum. Bu yargıya olan güveni sarsmaktadır. Bu hukuku yönetenler ya da hukukta yeni bir yorum yapılacaksa da Büyük Millet Meclisi’nin acilen yeni bir hukuk reformu gerçekleştirmeli ve yeni yasama yılında da insanların yargıya olan güveninin en yüksek seviyeye çıkması için temennilerimizi iletiyoruz” dedi.
“YARGI OLARAK SINIFTA KALDIK”
Yargının sınıfta kaldığını ifade eden CHP Grup Başkan Vekili Şenol Kılıç, Türkiye’nin en üst mahkemesi Anayasa Mahkemesi’dir. Anayasa Mahkemesi’nin vermiş olduğu kararlar tartışılamaz. Anayasa Mahkemesi, Can Atalay ile ilgili 2 defa karar verdi. Anayasa Mahkemesi’nin vermiş olduğu kararı, en alttaki yerel mahkeme kabul etmedi. Bu bir hukuk darbesidir. Yargıtayımız en üst mahkemelerden birisidir fakat Anayasa Mahkemesinin üzerinde değildir. Bunun bilinmesi gerekiyor. Meclise bu konunun getirilmesi ayrı bir skandal. Milletvekilliği onaylanmamış bir kişinin seçimlerden 9 ay sonra milletvekilliğinin düşürülmesi sağlandı. Bu bir çelişkidir. Madem milletvekili değil, neden TBMM’de oylaması yapılıyor? Madem milletvekili, o zaman içeride tutuklu olarak kalması ayrı bir olay. 9 ay bir milletvekilinin içeride tutulmaması gerekiyordu. Veya bu kararın TBMM’ye gelmemesi gerekiyordu. Maalesef yargı olarak sınıfta kaldık” diye konuştu.
“İL GENEL MECLİSİNİ İLGİLENDİRMEYEN BİR KONU”
Tartışmayı gereksiz bulan AK Parti Grup Başkanvekili Nedret Akbulut, “Büyük Millet Meclisinin yapmış olduğu Can Atalay’la ilgili Anayasa Mahkemesi ve Yargıtay arasında olan anlaşmazlık gündeme geldi. Bence bu konu İl Genel Meclisi’ni ilgilendirmeyen bir konudur. Burada o böyle dedi, şu böyle dedi demeye gerek yok. Bu konunun buraya taşınmasının gereği yok. Biz kendi işimize bakalım. Yerel anlamda konuşacak olursak çok söylenecek şey var” ifadelerine yer verdi.
“VERİLEN KARAR DOĞRUDUR”
Kararın doğru olduğunu savunan AK Parti Meclis Üyesi Mustafa Suiçmez şöyle konuştu: “İçimizde bir avukat veya hukukçu olduğunu sanmıyorum. Eğer hukuksal bir problem olsa koskoca TBMM yanlış bir karar almaz. Verilen karar bence doğrudur. Türkiye’nin önünde bulunan gündem ortadan kalktı. 2-3 yıldan beri Anayasa Mahkemesi’nin önünde HDP ve terör örgütleri ile ilişkisi ispatlanmış kapatma davası var. 2-3 yıl olmuş ve sayın Anayasa Mahkemesi üyeleri bunu gündemine alamamış. Ama ne hikmetse bu Can Atalay davasını yangından mal kaçırır gibi 15 günde bir gündeme alıyor. Senin önünde daha ciddi bir olay var. Sayın Anayasa Mahkemesi bunu gündemine almıyor. Bu Can Atalay denilen kişi 18 yıl kesinleşmiş mahkûmiyet kararı var. Keşke meclise daha önce gelseydi de konu daha önce kapansaydı. Herkes verilen kararları sever veya sevmez ama bu yasalar adaletsizliği getiriyorsa TBMM yapıyor bu yasaları. Hala kesinleşmiş kararı olan bir toplum var bu memlekette. Demirtaş’a özgürlük, Kavala salınsın diyenler var. Türkiye Cumhuriyeti’nin bölünmez bütünlüğüne, bayrağına, İstiklal Marşı’na kast eden ve bunu fikren beyan eden ve destekleyen şahısların bile salınmasını, haksız yere yattığını savunanlar var. Hatta dahada ileri giderek dağdaki teröristlere selam gönderenler var. Bunların hepsi biz istediğimizde hukuk böyle olacak, biz istemezsek böyle olacak diyor. Bana göre çok yanlış bir görüş. TBMM yapay krizin gereğini yaparak krizi ortadan kaldırdı.”
MERT ERİŞKİN