İstihdam, eğitim ve sosyal entegrasyon: ROMAN SORUNLARINA ‘SACAYAĞI’ ÖNERİSİ

Edirne Kent Konseyi Roman Çalışma Grubu Başkanı Turan Şallı, Romanların sorunlarının çözümü için istihdam, eğitim ve sosyal entegrasyondan oluşan sacayağının oluşturulması gerektiğini söyledi.

Haber Giriş Tarihi: 13.09.2023 14:53
Haber Güncellenme Tarihi: 13.09.2023 14:53
https://batiekspres.com/

Edirne Kent Konseyi Roman Çalışma Grubu Başkanı Turan Şallı, Türkiye ve Edirne’de her dönem gündeme gelen Roman Strateji Eylem Planı ile ilgili konuştu. Şallı, Batı Ekspres’e yaptığı açıklamada, Roman toplumunun sorunlarına dikkat çekerek, Roman Strateji Eylem Planı’na önerilerde bulundu.

Şallı, Romanların özellikle istihdam, eğitim, barınma ve toplumsal hayata katılım sorunları ile karşı karşıya kaldığını belirtti. Yapılan çalışmalarda özellikle sosyolojik ve psikolojik unsurlara dikkat edilmesi gerektiğini vurgulayan Şallı, Romanların sorunlarının çözümü için oluşturulması gereken sacayağını anlattı.

“TARİH SÜRECİ BÖYLE DEVAM ETMEMELİ”

Romanların sorunlarının çözümü için geçmişin göz ardı edilmemesi gerektiğini belirten Şallı; “Bu toplum, yıllardan beri dışlanmış, ötelenmiş. Aynı zamanda sosyal ve toplumsal yapının içerisinde varlık gösteremeyen bir kimliğiz. Bu tarih sürecinin böyle devam etmemesi lazım. Hükümetin Roman politikasına çözüm aradığı yıllar 2009’da başlamıştır. O dönemde çok sayıda Roman sivil toplum örgütleri toplandı, günün koşullarında çok şey konuşuldu ve resmiyeti 2010’da Roman açılımı ile tamamlandı. Ama süreç içerisinde Avrupa Birliği’nin Türkiye’de Roman politikası yürütülmesi talebi vardı. Bu talebi değerlendiren hükümet, 2010 yılında Roman açılımını kamuoyuna duyurdu” ifadelerini kullandı.

“ROMANLARIN SOSYAL VE EKONOMİK HAYATINA BİR ŞEY KATAMADI”

Şallı, günümüzde Roman kimliğinin toplumsal anlamda belirginleştiğini söyleyerek; “Fakat toplumsal ve ekonomik yaşamda herhangi bir değişim olamadı. Bugüne kadar ilgili yapılan çalışmalar, Romanların sosyal ve ekonomik hayatına bir şey katamadı. Bu çok geniş bir meseledir. Romanların sosyal ve kültürel dokusunu anlatabilecek, o dokuyla hareket edebilecek sosyolojik ve psikolojik yönlerine dayalı bir çalışma gerçekleştirilemedi. Sosyolojik ve psikolojik bir çalışma gerçekleşmediği müddetçe hiçbir çalışmanın önemi kalmaz” dedi.

“İSTİHDAM OLANAKLARI YETERSİZ”

Romanların ekonomik koşullarına dikkat çeken Şallı; “Romanların, devletin sosyal politikalarına diğer toplumlardan daha muhtaç olduğunu görüyoruz. Bunun nedenleri; başta istihdam olanaklarının yetersizliğidir. İstihdam olanakları bazen kendi içerisinde de tartışmaya yönelebiliyor. ‘Romanları işe alıyoruz ama çalışmıyorlar’ deniyor. Bunlar olabilen şeylerdir. Bunu da bu kültürün içinde aramak lazım ama yapılacak olan iyi örneklerle bunlar aşılabilir şeylerdir. Bugün birçok fabrikada Roman işçiler var. Romanlar bir şekilde bunu aşabiliyorlar” sözlerine yer verdi.

“SONUCA NEDEN ULAŞILAMIYOR?”

Şallı, Türkiye genelinde ve Edirne’de Romanlara yönelik eylem planlarının oluşturulduğunu belirterek; “Sonuca niye ulaşılamıyor? Bu planın uygulanabilirliğinin iyi analiz edilmesi lazım. Buraya davet edilen bazı sivil toplum kuruluşları var. Ben de Ankara’ya defalarca bu toplantılara gittim. Bir yetkili Roman mahallesine gitsin, ‘Arkadaşlar, siz ne istiyorsunuz?’ desin. Hepsinin diyeceği ortak şey; ‘İş istiyoruz’ diyecekler. İkinci sorun da sağlık sorunu olacak, ‘İlaç alamıyoruz’ diyecekler. Barınma probleminden, dışlanmadan söz edecekler. Bunlar bilinen konular ama sosyolojik ve psikolojik etkenleri çok önemlidir. Ama Türkiye’de ve Edirne’de işsiz olan sadece Roman vatandaşlarımız da değildir” dedi.

“ROMANLAR MAHALLELERİNİ TERK EDİYOR”

Edirne’de Romanların yoğun olarak yaşadığı Yeni İmaret ve Umurbey mahallelerinden diğer mahallelere göç olduğunu açıklayan Şallı; “Burada yaşayan insanların arasında yaşam kültürlerini terk edenleri görüyoruz. Bu toplumu, kendi mahallelerinden başka mahallelere göç ettiren sebepleri niye tartışmıyoruz? Bugün çoğunluk, Roman olmayan yerleşim yerlerine gidiyorlar. Roman mahallelerinde ne oluyor? Roman mahalleleri eski kültür yaşamından çıkmış, her türlü olumsuz davranışın merkezi haline gelmiş. Strateji planlarında bunların da yer alması lazım” ifadelerine yer verdi.

“SOSYAL YARDIM DEĞİL, ÜRETİME KATILIM ÖNEMLİ”

Şallı, Roman derneklerinin ise sorunların çözümünde samimi olmadığını belirterek; “Mesele; bu toplumun kimliğini kullanarak kendilerine ekonomik alan yaratmaya çalışmalarıdır. Ben 2011’den 2018’e kadar Ankara’da toplantılara katıldım. Hep aynı şeyi dinliyoruz. Çözüm yollarını anlattık, yazdık. Doğruları söylemediğimiz sürece sorunların çözümünü istemiyoruz demektir. Bizim özlemimiz bu ülkedeki tüm kimliklerin eşit yaşaması ve bir arada bulunması için mücadele ediyoruz. Roman’ın da, diğer kimliklerin de ihtiyaçları var. Bu politikanın ayrıştırmadan, özel bir söylem diliyle yürütülmesi, kalıcı ve sürdürülebilir olması lazım. Ama bu demek değildir ki sosyal yardımlar sürekli olacak. İnsanların üretime katılmalarını sağlamak lazım. Doğmuş, büyümüş hâlâ sosyal yardımlarla yaşıyor. Bunu irdelemek lazım” dedi.

“OKULA GİTMEYEN KAÇ TANE ÇOCUK VAR?”

Roman çocukların düzenli eğitim alamadığına ve yeterli beslenemediğine dikkat çeken Şallı; “Bunu herkes biliyor. Çoğu Roman aile defter, kitap almakta zorlanıyor. Bugün ortaokula gidecek çocuğun eline her gün 50 TL versen yetmez. İşi olmayan insan bunu nasıl yapacak? Yardımlarla olmaz. İnsanların üretim mekanizması içine dâhil edilmesi lazım. Okula gitmeyen, sokaklarda gezen kaç tane çocuk var? Neden gitmediklerini ebeveynlerine sormak gerek. Çocuk uzun vadeli olarak sokakta yaşarsa ileride potansiyel suçlu olmaya doğru hareket eder. Çocuk, aile ortamının bütünselliğinde olmalı. Onlarca proje yürütülüyor, Romanların sayısı cezaevlerinde neden yüksek? Cezaevine düşmenin nedenlerini de sormak lazım” sözlerine yer verdi.

“SEÇİM SONRASI YİNE AÇ”

Şallı, Romanların da insanca yaşam talebi olması gerektiğini söyleyerek; “Yardımlar herkesi biat kültürüne götürür. Hangi siyasi parti olursa olsun Romanlara yapılan yardım değil; aslında lütuftur. ‘Biz size yardım verdik, bunun karşılığında bize oy verin’ demektir. Romanlara düşünce devrimi lazım. Bu toplumda biz Romanlar gerçekten değişmek istiyor muyuz? ‘Biz böyleyiz, gideriz’ demeyeceksin. ‘Ben böyle gitmek istemiyorum, insanca yaşamak istiyorum’ diyeceksin. Toplumsal olarak böyle bir anlayış yok. Siyaset bizi kullanıyor, biz de siyaseti kullanmaya çalışıyoruz. Biri 3-5 kuruş alıyor, öteki aldığı oy ile kalıyor. Seçim sonrası sabahı aç kalıyor” dedi.

“MESELE İSTİHDAM, EĞİTİM VE SOSYAL ENTEGRASYONDUR”

Roman toplumunun insani yaşam koşullarına ihtiyacı olduğunu vurgulayan Şallı; “Stratejik Eylem Planlarını gerçekten uygulanabilir hale getirmedikçe sadece yazılı olarak kalır. İlk önce iş ve aş olacak. Bu toplumu da eğitim süreçlerine bir şekilde dâhil edeceğiz. Ama yürütülen çalışmaların eksik düşünüyorum. Mesele ne? İstihdam, eğitim ve sosyal entegrasyon. Çalışmanın sacayağı budur. Sacayağını oturtamadığın sürece değişen bir şey olmaz” diye konuştu.

UĞUR AKAGÜNDÜZ