Kentin tarihi mirasına ışık tutan önemli yapılarından Kaleiçi semtindeki Baro Konağı, geçmişin izlerini bugüne taşıyor.
Merhum Edirne Valisi Fahri Yücel döneminde (2000-2004) restore edilerek Edirne Barosuna tahsisi yapılan konak, bir dönem kafe olarak kullanıldı ancak daha sonra bu uygulamadan vazgeçildi.
Yaklaşık 10 yıldır atıl durumda kalan konak, Edirne Valisi Yunus Sezer'in talimatıyla yeniden restorasyona alındı.
- Restorasyonun bir yılda tamamlanması planlanıyor
Baro Konağı'nın restorasyonunun tamamlanmasının ardından geçmişteki ihtişamına dönmesi ve yeni bir işlev kazanması bekleniyor.
Önceden avukatlar lokali olarak kullanılan tarihi yapı, bir lokalin ötesinde aynı zamanda şehrin gastronomi turizmine de katkı sağlayacak.
Restorasyonun bir yılda tamamlanması öngörülüyor.
Konakta saray ve Balkan mutfağından lezzetler sunulacak.
Edirne Baro Başkanı Gökhan Karakoç, Osmanlı'nın son yüz yılına tanıklık eden, bölgenin en nadide, tescilli sivil mimari örneklerinden Baro Konağı'nın restorasyonun ardından görkemli günlerine kavuşacağını söyledi.
Göreve geldiği günden bu yana tahsisli binanın yeniden ihyası için çaba sarf ettiklerini belirten Karakoç, "Konağın rölöve projesinin çizimi tamamlandı. Anıtlar Kurulunun onayından da geçti. Bundan sonra restorasyon projesiyle devam edecek. Sonrasında da tamirat fonksiyon verme kısımlarına geçeceğiz." dedi.
Karakoç, 200 yıllık konağın restorasyonunun tamamlanmasının ardından Edirne turizmine hizmet edeceğini bildirdi.
Kentin gastronomi turizmi açısından zengin bir mutfağa sahip olduğunu ifade eden Karakoç, "Edirne'de ciğer ve köfte ustalarımız var, turistlere çok kaliteli hizmet sunuyorlar. Biz köfte ve ciğer değil de Baro Konağı'nda saray ve Balkan lezzetlerini sunmak istiyoruz. Kente bu konuda çalışmalar yapılıyor zaten. Kentin gastronomi turizmine katkıda bulunmak bizleri de çok mutlu edecek." diye konuştu.
Konağın restorasyonunda emekleri olan Vali Sezer'e teşekkür eden Karakoç, Baro Konağı'nı sadece bir mekan veya bir bina olarak değil, Edirne'nin tarihine şahitlik etmiş en önemli eserlerinden biri olarak gördüklerini sözlerine ekledi.