Hataylı depremzede 6 Şubat gecesini anlattı; “Hatay da yıkıldı, hayatımız ve hayallerimiz de”

Asrın felaketi olarak nitelendirilen Kahramanmaraş merkezli depremlerden sonra ailesi ile Edirne’ye taşınan Hataylı genç depremzede Emine Dağlı, depremin üzerinden bir yıl geçmesine rağmen acılarının hala taze olduğunu ve 6 Şubat gecesinin en büyük çaresizlik örneği olduğunu söyledi.

Haber Giriş Tarihi: 06.02.2024 00:04
Haber Güncellenme Tarihi: 06.02.2024 00:04

Türkiye’yi yasa boğan Kahramanmaraş merkezli depremlerin üzerinden bir yıl geçti. 6 Şubat 2023 saat 04.17 sıralarında yaşanan deprem 11 ili etkilemişti. Depremden en ağır hasarı alan illerden biri ise Hataydı.

Depremin ardından ailesi ile Edirne’nin Havsa ilçesine taşınan 18 yaşındaki genç depremzede Emine Dağlı, Edirne’de bir kadın kuaföründe çalıştığını, eğitimler aldığını ve kendini bu alanda geliştirmek istediğini söyledi. 5 kişilik ailenin ortanca çocuğu olan Emine Dağlı, Hatay’ın Antakya ilçesinde 6 katlı bir apartmanın giriş katında oturduklarını belirterek deprem gecesi yaşadıklarını www.batiekspres.com muhabirine anlattı.

“O GECE BAZI IŞIKLAR BİR DAHA HİÇ YANMAMAK ÜZERE SÖNDÜ”

6 Şubat gecesi ışıkların, umutların söndüğünü söyleyen Dağlı; “3 kardeşiz, bir ablam bir de küçük erkek kardeşim var. Evimiz ağır hasar aldı. Hatay’ın Antakya ilçesi Çekmece Mahallesi’nde 6 katlı bir apartmanın giriş katında oturuyorduk. O gece hepimiz uyuyorduk. Çok hafif bir sallantı hissettim. Evde ilk ben uyandım. İlk hafif sallantıda kalktım sonra kafama yastığa koyduğumda bayağı şiddetli sarstı. Annemin çığlıklarını duydum. Annem ismimizi unutmuştu. Sadece bağırıyordu. O anki şokla ne yapacağımızı bilemedik, kapıya koştuk. Kapı sıkışmıştı, açılmıyordu. Ayakta durmakta güçlük çekiyorduk. Çok uğraştık. Üstümüzde hiçbir şey yoktu. Ne çorap ne hırka ne de bir ceket. Çok yağmur yağıyordu o gece. Annem, kardeşim ve ben dışarı atabildik kendimizi ama ablam içeride kaldı. Hava kötü olduğu için bize battaniye, ayakkabı gibi ihtiyaçları çıkarmak için. O sarsıntıyla ablam içerideyken kafasına bir şey düşmüştü, binadan çıkarken yüzü gözü kan içerisindeydi. Binadan çıkarken de binanın üst katlarından dökülen tuğlalar ablamın üzerine düşmeye başladı. Ablam binanın tam girişinde düşüp bayıldı. Ben ablam uyansın diye bağırıyordum, yardım edecek kimse yoktu ve deprem hala devam ediyordu. Ardından ablam sesimi duyarak kalktı, yanımıza aldık onu. Korkunç bir geceydi, sabah olmuyordu. O gece bazı ışıklar bir daha hiç yanmamak üzere söndü. Umutlar söndü. Sadece binalar yıkılmadı, hayallerimiz yıkıldı, hayatımız yıkıldı. Hatay yıkıldı” dedi.  

“6 ŞUBAT ÇARESİZLİĞİN EN BÜYÜK ÖRNEĞİYDİ”

Dağlı, deprem sonrası yaşadıklarına değinerek “Mahallemizde çok büyük yıkım vardı. Hatırladıkça çok kötü oluyorum. Karşı binamız yıkıldı. Komşumuzun 4 tane çocuğu binanın enkazında kaldı. Biz onların ayaklarını ve saçlarını görebiliyorduk ama elimizden bir şey gelmiyordu. Çaresizliğin ne demek olduğunu o gece hissettik, o gece çaresizliğin en büyük örneğiydi. İlk 3-4 gün mahalledeki komşularımızla çadır kurup ateş yaktık. Yiyecek, giyecek sıkıntısı çektik. Bir hafta sonra köye gittik, köyde bir sıkıntı yoktu ve daha güvenliydi. 1-2 hafta kaldıktan sonra Çanakkale’de bir otele yerleştirdiler bizi. Daha sonra Edirne’ye taşınma sürecimiz gelişti” dedi.

“KEŞKE EDİRNE’YE TAŞINMA SEBEBİMİZ DEPREM OLMASAYDI”

Babasının TIR şoförü olduğunu ve deprem öncesinde Edirne’ye taşınma gibi bir istekleri olduğunu belirten Dağlı; “Babam TIR şoförüydü. O Edirne Kapıkule Sınır Kapısından gelip geçiyordu. Babam işi dolayısıyla Edirne’ye taşınmamızı istiyordu. Ama ben ve kardeşlerim çevremiz ve okullarımız dolayısıyla pek yanaşmıyorduk. Keşke taşınma sebebimiz deprem olmasaydı” ifadelerini kullandı.

“HAYAT DEVAM EDİYOR AMA DEPREMİN İZLERİ HEP KALACAK”

Dağlı, depremin izlerinin hep kalacağını belirterek “Edirne’nin Havsa ilçesinde hayata tutunmaya çalışıyoruz. Hatay her gün, her an aklımızda. Asla ne aklımızdan ne de kalbimizden çıkmayacak. İlk taşındığımız süreçte zorluklar yaşadık. Sağ olsunlar komşularımız, vatandaşlar ve belediye destek oldu. Hayat devam ediyor. Kadın kuaföründe işe başladım. Eğitimler alıyorum, bu alanda kendimi geliştirip iyi yerlere gelmek istiyorum. Hayat bir şekilde devam ediyor. Acılarımızla yaşamaya alışmaya çalışıyoruz ama izleri her zaman kalacak” diye konuştu.