ERKİN; “EDİRNE’NİN ŞEHİR PLANLAMASI YANLIŞ”

Makine Yüksek Mühendisi Hüseyin Erkin, Edirne’nin Tunca Nehri’nin iki yakasına konuşlanması gerektiğini belirterek “Yapılan şehirleşme yeniden Tunca Nehri’nin iki yakasında olacak şekilde özellikle Yıldırım, Yeniimaret gibi yerleşim alanlarımızda yeni bir kentsel yapılaşma, Edirne’nin mimarisine ve dokusuna uygun bir şekilde kuzeye doğru Tunca’nın iki yakasına yeni bir imar planlanması yapılmasında fayda var” dedi.

Haber Giriş Tarihi: 21.09.2023 16:47
Haber Güncellenme Tarihi: 21.09.2023 16:47
https://batiekspres.com/

Devlet Su İşleri 11. Bölge Müdürlüğü Müdür Yardımcılığı görevinden emekli Makine Yüksek Mühendisi Hüseyin Erkin, Edirne’de yerleşim yerinin Tunca Nehri’nin iki yakasında kuzeye doğru gelişmesi gereken şehir, batı istikametinde bağcılık yapılan bu toprakları kapsayacak şekilde yanlış bir şehir planlaması yapıldığını söyledi. Yanlışın düzeltilmesi gerektiğinin altını çizen Erkin “Dünyanın bütün şehirlerinde akarsular şehir merkezlerinden akmaktadır” ifadelerine yer verdi.

“EDİRNE, TUNCA NEHRİ’NİN İKİ YAKASINA KURULMALI”

Edirne’nin şehir planlamasının yanlış olduğuna değinen Erkin “Dünyada Edirne kadar varlıklı olan şehir yok denilecek kadar az belki de hiç yok. Sadece Türkiye’yi kastetmiyorum. Edirne’nin nimetlerinin birçok şehre nasip olmadığını görüyorum. Bu anlamda bu nimetleri görerek, güzel projelerle sergileyerek, yaşayanlara katma değere döndürme ve gelecek nesle iyi bir miras bırakacak anlamda kullanılamadığı görünüyor. Şehrin imar durumunun şekillenmesi bunların başında gelenlerden bir tanesi. Edirne bilindiği gibi Osmanlıya 92 yıl başkentlik yaparak Osmanlının ilk büyüme potansiyelinin Avrupa’ya açılma potansiyelinin kapısı olarak kurulmuş kadim bir şehir konumundadır. Ama ne yazık ki Edirne geçmişinde gerek 2. Dünya Savaşı dönemi, gerek sınır kent anlayışı dolayısıyla bu nimetlerini kullanabilecek imkanı yakalayamamıştır. Gerek yerel yönetim gerekse merkezi yönetim anlayışı itibari ile siyaseten de çok fazla öne çıkamamış bir şehrimiz maalesef. Ancak şehrin geçmiş yerleşimi bakıldığında, 3 nehrin birleşerek düğüm noktası olmuş olan bir vadide bir deltada konuşlanmış olan Edirne şehri, ne yazık ki son 25-30 yıldan bu yana bana göre yanlış bir şehir planlaması düşüncesiyle şuandaki günümüzde yaşadığımız şehircilik problemlerinin yaşanmasına kaynak oluşturmuştur. Dünyanın her yerinde belde şehir ve birçok ilçe merkezinde akarsular etrafında konuşlandığını görüyoruz. Ama ne yazık ki Edirne Tunca Nehri’nin iki yakasında geçmişte konuşlanmış ve Osmanlı bu dönemi çok iyi değerlendirmiştir. Ama son 25-30 yıldan bu yana Edirne, Tunca Nehri’nin iki yakasındaki konuşlanmayı terk ederek, doğuya doğru genişleyerek büyümeye devam ediyor” dedi.

“OSMANLI DÖNEMİNDE EDİRNE İSTANBUL’U BESLİYORDU”

İmar planının Tunca Nehri’nin iki yakasına doğru olması gerektiğine değinen Erkin “Edirne’nin yeni yerleşim bölgesi dediğimiz bölgede geçmişe baktığımız zaman Edirne’nin başta bağcılık olmak üzere bununla ilgili ‘Edirne’nin Ardı Bayler’ türküsü yakılmıştır bu konu ile ilgili. Üniversitenin Güllapoğlu Yerleşkesi’nin olduğu bölümdeki derenin adı da gül yetiştiriciliğinden kaynaklanmaktadır. Bu derenin adı Güllapoğlu Deresi’dir. Geçmişte Osmanlı döneminde İstanbul’u besleyen şehirlerden birisi Edirne’dir. Özellikle gül şurubu, gül çeşitlerinin yapıldığı ana merkez Edirne’dir. Üzümle ilgili bağcılıkla ilgili ürünlerin yapılış merkezi de yine Edirne’dir. Bu söylediğim Edirne’nin yeni yerleşim yerinde olan bu tarım arazilerinde bu söylediğim bitkilerin yetiştirildiği anlatmak istiyorum. Şehir mutlaka Tunca Nehri’nin iki yakasına doğru, kuzeye doğru genişlemesi gerekirken bu maalesef yapılamayıp, yanlış bir şehir yerleşim planlaması yapılarak günümüz şartlarında yeni yerleşim bölgesindeki gerek yol güzergahlarının belirlenmesi gerek altyapı diğer birçok sıkıntıyı şehir maalesef yaşıyor. Onun için zararın neresinden dönersek kardır anlayışıyla kendi kanaatimle bu yapılan şehirleşme yeniden Tunca Nehri’nin iki yakasında olacak şekilde özellikle Yıldırım, Yeniimaret, gibi yerleşim alanlarımızda yeni bir kentsel yapılaşma, Edirne’nin mimarisine ve dokusuna uygun bir şekilde kuzeye doğru Tunca’nın iki yakasına doğru yeni bir imar planlanması yapılmasında fayda var” ifadelerine yer verdi.

“BELEDİYECİLİK YÖNÜNDEN AVANTAJLI”

Şehrin Tunca Nehri’nin iki yakasına kurulmasının faydalarına değinen Erkin şöyle konuştu: “Şehir Plancılığı açısından çok avantajlı. Tunca Nehri gerek klimatolojik yani ekolojik anlamda sürekli bir hava akımının oluştuğu yani, bu bölge Meriç Nehri ile bağlanarak, Meriç Vadisini oluşturduğu, Saroz’a kadar çok önemli bir vadidir. Buradaki rüzgar akımından tutun klimatolojik olaylar doğal olarak kendiliğinden şekillenir ve daha serin olduğunu hissedersiniz. Vadi şeklinde olan yerleşim birimlerinde konutlardaki kanalizasyon suyunun akışı, bir takım belediyecilik hizmetleri yönünden avantajları var.”

“İYİ BİR PLANLAMA YAPILMASI GEREKİYORDU”

Tunca ve Meriç Nehirlerinin birçok yerde şehirlerin içerisinden aktığına değinen Erkin “Tunca Nehri’nin iki yakasını yukarıya doğru gittiğinizde kamu arazileri çok fazlaydı. Yaklaşık 10 bin dekarlık bir kısmı ceza evlerinde. Bunlara iyi bir planlama yapılsaydı çok daha iyi bir şekilde yerleşim yerlerine kalacak yerlerdir. Bu dünyanın her yerinde böyledir. Bulgaristan’ın Svilengrad kentinin içerisinden Meriç Nehri akıyor, Filibe’nin ortasından Meriç Nehri akıyor. Tuna Nehri 18-19 büyük şehrin içerisinden geçiyor. Yan kolları hariç. Bizim de bu anlamda Edirne’yi şekillendirmemiz gerekir. Yerel seçimler geliyor bu anlamda kafa yorularak bunun tartışılması kanaatindeyim” diye konuştu.

MERT ERİŞKİN