ERGENE’YE ÇARE OLUR MU?

Edirne Teknik Bilimler Meslek Yüksekokulu Tekstil, Giyim, Ayakkabı ve Deri Bölüm Başkanı Doç. Dr. Nilgün Becenen, doğal bir boya olan Edirne Kırmızısı’nın atık suyunda kirliliğin olmadığını belirterek; “Ergene artık daha fazla kirletilmesin. Bu nedenle Edirne Kırmızısı diyoruz” dedi.

Haber Giriş Tarihi: 03.10.2023 12:49
Haber Güncellenme Tarihi: 03.10.2023 12:49
https://batiekspres.com/

Edirne’de Trakya Üniversitesi tarafından bu yıl 2’ncisi düzenlenen Uluslararası Edirne Kırmızısı Doğal Bitkisel Boyalar Sempozyumu devam ediyor. Balkan Kongre Merkezi’nde düzenlenen sempozyumda bilimsel bildiriler ve sunumların yanı sıra fuaye alanında açılan stantlar da dikkat çekiyor. Stantlarda, katılımcılar için Edirne Kırmızısı ile boyanan çeşitli ürünlere yer veriliyor.

Trakya Üniversitesi Havsa Meslek Yüksekokulu bahçesinde üretilen ‘Rubia Tinctorum’ kök boya bitkisinden elde edilen Edirne Kırmızısı ile boyanan geleneksel giysilerden kravatlara, kumaşlardan folklor kıyafetlerine, kumaşlardan ipliklere kadar pek çok ürünün bulunduğu stantlar, ziyaretçilerin ilgili odağı oldu. Edirne Teknik Bilimler Meslek Yüksekokulu akademisyenleri ve öğrencilerinin gerçekleştirdiği çalışmalarla Edirne Kırmızısı’na boyanan ürünler, sempozyum katılımcılarına tanıtılırken; günümüzde kullanılan sentetik boyaya göre doğal bir boya olan Edirne Kırmızısı’nın çevreye olumlu etkisi vurgulandı. Edirne Teknik Bilimler Meslek Yüksekokulu Tekstil, Giyim, Ayakkabı ve Deri Bölüm Başkanı Doç. Dr. Nilgün Becenen, bölgemizde kirliliğiyle dikkat çeken Ergene nehrini hatırlattı. Doğal bir boya olan Edirne Kırmızısı’nın atık suyunda hiçbir kirliliğin olmadığını belirten Becenen; “Ergene artık daha fazla kirletilmesin. Bu nedenle Edirne Kırmızısı diyoruz” dedi.

“KRAVATLARDA TİŞÖRTLERDE GÖRECEĞİZ”

Standı gezen Trakya Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Erhan Tabakoğlu, Edirne Kırmızısı’nın önemine dikkat çekerek; “Her şehre bir renk nasip olmaz ama Edirne’nin kırmızısı var. Üstelik ‘Muhteşem Edirne Kırmızısı’ diye artık hikâyelere, romanlara, casusluk öykülerine konu olmuş bir renk. Biz de Trakya Üniversitesi olarak şehrimizin bu değerini herkese daha iyi anlatabilmek için bir bilimsel heyet oluşturduk. Heyetin içerisinde eczacı, turizmci, tarımcı olan büyük bir ekip çalışıyor. Öncelikle burada bitkinin kültürü yapıldı. Hangisinin veriminin yüksek olacağına dair bir TÜBİTAK projesi yapıldı. Bu kök bitki alınarak kumaşa, kozmetiklere, oyuncaklara uygulandı. Gıda boyası olarak kullanılması da gündemde. Özellikle tekstilde çok geniş bir kullanım alanı var. Özel bir marka ile yaptığımız bir projemiz devam ediyor. Kravatlarda, şallarda, tişörtlerde bu kırmızıyı görmek mümkün olacak. ‘Edirne’nin nesi meşhur?’ dendiğinde ‘Kırmızısı meşhur’ denecek. Bunu yavaş yavaş oturtmaya çalışıyoruz. Yıllardır artan etkinliklerle birlikte bugün artık 7 ülkeden yerli ve yabancı katılımcısı olan, 46 bildirinin sunulduğu çok güzel bir sempozyum 2 gün devam edecek. Daha sonra bu bitkinin hasat zamanı ve Trakya Tarımsal Araştırma Enstitüsü’nün destekleriyle düzenlenen güzel bir etkinlikle hasadını yapacağız. Daha sonra da bölge gezileri yapılacak. İçine girdikçe daha da derinleşen bir konu. Halılarda, desenlerde, fayanslarda kullanabileceğimiz kırmızı, Türk’e yakışan bir renktir. Bunu, Edirne Kırmızısı olarak tanıtarak ülkemizin ve Edirne’mizin gündeminde tutmaya ve çoğaltmaya çalışıyoruz” ifadelerini kullandı.

“GELENEKSEL ÜRÜNLERE DÖNÜŞTÜRÜLÜYOR”

Edirne Teknik Bilimler Meslek Yüksekokulu Müdürü Dr. Öğr. Üyesi Barış Özkapı ise Trakya Üniversitesi’nin Edirne Kırmızısı’na büyük önem verdiğini belirterek; “Biz de Edirne Teknik Bilimler Meslek Yüksekokulu olarak Giyim ve Üretim Teknolojisi Programı ve hocalarıyla beraber bu projeye katkılar sunmaktayız. Kumaşlarımız, kök boya ile boyanıp Giyim ve Üretim Atölyesi’nde öğrencilerimizin ve hocalarımızın katkılarıyla çeşitli geleneksel ürünlere dönüştürülüyor. Böylece Edirne Kırmızısı tekrar Edirne’mizden ülkemize yayılmaya devam ediyor. Öncelikle kumaş boyama ile işlem başladı. İpekten çeşitli kumaşlara kadar kumaşlar boyandı. Bunlar, hocalarımız ve öğrencilerimiz ile beraber kalıplara döküldü. Daha sonra geleneksel kıyafetlere, folklor kıyafetlerine ve çeşitli giysilere dönüştürüldü” dedi.

“ERGENE KİRLETİLMESİN DİYE EDİRNE KIRMIZISI”

Edirne Teknik Bilimler Meslek Yüksekokulu Tekstil, Giyim, Ayakkabı ve Deri Bölüm Başkanı Doç. Dr. Nilgün Becenen de Trakya Üniversitesi’nin, Edirne’nin kültürel değerlerine sahip çıktığını söyleyerek; “Biz de bir aile olduğumuz için özellikle uzun boyamalarla yapılan boyamayı güncelleştirip tekstil sektörüne kazandırmayı hedefledik. Bu amaçla, Trakya Üniversitesi’nin maddi olarak desteklediği bir proje yaptık. Proje kapsamında Havsa Meslek Yüksekokulu bahçelerinde yetişen ‘Rubia Tinctorum’ bitkisini aldık. Onu ezip çeşitli kimyasallarla birleştirerek kısa zamanda sanayinin uygulayabileceği, ipek kumaşla buluşturan boyama reçeteleri hazırladık. O reçetelerle güzel ve büyük metrajlar boyadık. Onları kravat, kültürel kıyafetler, şalvar, cepken ile buluşturup farkındalık yarattık ve aslında bir heyecan yarattık. Çünkü Edirne’yi kırmızının kenti, marka kenti yapmak istiyorduk. Biz de bu konuda arkadaşlarımız, öğrencilerimiz, okul müdürümüz ve yönetimimiz ile birlikte üstümüze düşeni yaptık. Bizim bütün derdimiz sadece marka da değil; çevre kirliliği ve insan sağlığı konusunda da bir misyonumuz var. Bu konuda da destek olmaya çalışıyoruz. Sağlıklı nesiller, temiz çevre için de çalışıyoruz. Doğal boya ve içerisinde zararlı hiçbir kimyasal yok. Sadece boya ve doğal kaya tuzu ile boyama yapıyoruz. Atık suda da hiçbir kirlilik yok. Ergene’yi ve ne kadar kirletildiğini biliyoruz. Artık daha fazla kirletilmesin. Bu nedenle Edirne Kırmızısı diyoruz” sözlerine yer verdi.

“AMACIMIZ ÇEVRECİ BİR BOYAMA YÖNTEMİ”

Edirne Teknik Bilimler Meslek Yüksekokulu Dr. Öğr. Üyesi İsmail Yüce ise 2 yıldan beri Giyim Programı’ndaki öğrencilerin kıyafet dikim ve kalıp hazırlama derslerinde uygulama yaptığını açıklarken; “Edirne Kırmızısı kullanılan kıyafetler de öğrencilerimizin diktiği bazı çalışmalardan örneklerdir. Bu şekilde sergiliyoruz. Doç. Dr. Nilgün Becenen ile bir proje yaptık. Bu projede Hatay’dan alınan yüzde 100 ipekli kumaşı, Havsa’da yetişen kök boya dediğimiz ‘Rubia Tinctorum’ ile boyadık. Boyadıktan sonra bununla çeşitli aksesuar ürünleri diktik. Bunların içinde kravat, eşarp var. Bunları sergilemeye devam ediyoruz. Bunları boyarken ilk önce şap dediğimiz alüminyum sülfat kimyasalı ile ön mordanlama işlemi yapıyoruz. Daha sonra kök boyayı kullanıyoruz ve boyamayı gerçekleştiriyoruz. Bu boyalar Osmanlı döneminde oldukça fazla kullanılıyordu. Ancak sentetik boyaların üretilmesiyle önemi kayboldu. Ancak bundan sonra proje ile amaçladığımız; bunu ön plana çıkarıp daha çevreci bir boya yöntemiyle kumaşların boyanmasıdır” dedi.

“EKOLOJİK OLARAK ÖNEM VERMEMİZ GEREK”

Sempozyum kapsamında kurulan stantları ziyaret eden Edirne’deki özel bir firmanın tekstil mühendisi Ece Karaman ise Edirne Kırmızısı’nı desteklediklerini belirterek; “Hem kentimize katkı olsun, hem de endüstri ayaklansın. Edirne Kırmızısı adına elimizden gelen her şeyi yapıyoruz. Doğal boyanın sürdürülebilirliğine ekolojik olarak önem vermemiz gerekiyor. Su kayıpları çok fazla ve geleceğimizi göremiyoruz. Bu nedenle elimizden geldiğince doğala dönmemiz iyi olacak. Sentetiklerde kimyasal, vücudumuza zarar verecek toksik maddeler çok fazla. Biraz maliyetleri artırsa da yaşamımız için doğala dönmemiz iyi olacak. Burada sadece doğallık da değil; Edirne Kırmızısı açısından çok kıymetli bir kültür var. O kültürü hatırlamamız gerekiyor. Çok kıymetli bir coğrafyadayız. Geçmişin güzelliklerini hep beraber hatırlayalım diye elimizden geleni yapıyoruz” diye konuştu.

UĞUR AKAGÜNDÜZ