“Edirne’de 6 kişiden 1’i mübadildi”

Cumhuriyet’in 100’üncü yılında Türk-Yunan nüfus mübadelesini yeniden düşünmek konulu panelde konuşan Dr. Öğr. Üyesi Ayşegül İnginar Kemaloğlu, Türkiye’nin ilk nüfus sayımının yapıldığı 1927 yılında Edirne’de yaklaşık 2 kişiden 1’inin mübadil ya da muhacir olduğu söyleyerek; “Her 6 kişiden 1’i mübadildi” dedi.

Haber Giriş Tarihi: 19.12.2023 18:03
Haber Güncellenme Tarihi: 19.12.2023 18:03

Trakya Üniversitesi Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Araştırma ve Uygulama Merkezi tarafından Cumhuriyet’in 100’üncü yılında Türk-Yunan nüfus mübadelesini yeniden düşünmek konulu panelin ilk oturumunda 4 ayrı sunum gerçekleştirildi.

Trakya Üniversitesi Merkez Kütüphanesi’nde düzenlenen panelin ilk oturumunda Doç. Dr. Neval Konuk Halaçoğlu, ‘Mübadele sonrası bıraktığımız miras’, Prof. Dr. Rıdvan Akın, ‘Mübadelenin toplumsal ve siyasal sonuçları’, Doç. Dr. Nilüfer Erdem, ‘Mübadelenin Batı Trakya’daki etkileri’ ve Dr. Öğr. Üyesi Ayşegül İnginar Kemaloğlu, ‘Sosyal ve ekonomik açıdan Edirne’ye iskan edilen mübadiller’ konularında sunum yaptı.

“OSMANLI YA DA TÜRK MİMARİ ESERLERİNİN SAYISINI SIFIR KABUL ETTİ”

Doç. Dr. Neval Konuk Halaçoğlu, ‘Mübadele sonrası bıraktığımız miras’ konusunda sunum yaptı. Halaçoğlu, mübadelenin 2 toplum için de derin bir acı olduğunu belirterek; mübadele sonrası Yunanistan toprakları içinde kalan Türk ve Müslümanlara ait tarihi eserleri ve sivil mimari örneklerini tek tek anlattı. Halaçoğlu, Yunanistan’daki Helen Kültür Bakanlığı’na kayıtlı Osmanlı ya da Türk mimari eseri sayısının sıfır olarak kabul edildiğini söyleyerek; “Bu eserler, Müslüman camisi, Müslüman çeşmesi ya da post-Bizans sonrası dönem olarak adlandırılıyor. Bir saat kulesi gördüğünüz zaman üzerinde ‘Post-Bizans saat kulesi’ gibi bir tanımlandırma söz konusu. Yunanistan’ın resmi makamları, baştan bu eserleri reddetmesinin yanı sıra fiziki olarak da gizlenmesini sağlıyor. Yunanistan’daki yetkililerin yaptığı envanter çalışmasında, 8 bin 700 civarında eser tespit etmişler. Ben 2006 yılından itibaren Yunanistan’dan Osmanlı eserlerinin envanterini çıkartan bir kişi olarak söyleyebilirim ki bu rakam kat kat üzerinde. Yunanistan’ın pek çok yerinde Türk sivil mimarisinin en önemli örneklerini görüyorsunuz” ifadelerini kullandı.

“YUNANİSTAN MÜBADELENİN ALTINDA KALDI”

Prof. Dr. Rıdvan Akın, ‘Mübadelenin toplumsal ve siyasal sonuçları’ konusunda sunum yaptı. Akın, Türkiye ile Yunanistan arasında etkileşimden doğan siyasal sonuçların olduğunu belirterek; “Mübadele anlaşması imzalandığında Yunanistan, bugünkü İstanbul’un 4’te 1’i kadar bir toplumdu. Bunun üzerine 1 milyon 300 bin kadar mübadil kabul ettiğin zaman nereye yerleştireceksin? Bütün bunların altında Yunanistan ezildi. Sonra tekrar monarşi sona erdi ve Cumhuriyet’e geçildi. Bu arada bütün Avrupa’da faşizm yükseliyordu. Hem anti-komünist temelde, hem de totaliter rejimlere yakın insanların sözünün daha fazla duyulduğu bir dönem yaşandı. Bütün bunların yaşanmasının nedeni, Birinci Dünya Savaşı’nda Yunanistan’ın kapasitesinin üzerinde bir işe girişmesi ve bundan ağır bir yenilgi ile çıkmasıydı. Sonuçta Yunanistan mübadelenin altında kaldı ve bir türlü rejim istikrarı da olmadı. Ama 1928’te Venizelos tekrar iktidara geldiğinde aklı başına geldi. Yunanistan’a asıl faydanın Türklerle daha fazla dalaşmamak olduğunu anladığından Türkiye’ye zeytin dalı uzattı. Türkiye’ye geldi ve Ankara anlaşması yapıldı” dedi.

“YUNAN HÜKÜMETİ BATI TRAKYA’YA ÇOK FAZLA MÜBADİL YERLEŞTİRDİ”

Doç. Dr. Nilüfer Erdem, ‘Mübadelenin Batı Trakya’daki etkileri’ konusunda sunum yaptı. Erdem, Batı Trakya’nın 20’nci yüzyılın başında yüzde 71,5’inin Türk olduğunu belirterek; “Yüzde 30’dan az kesim de Rum ve Bulgarlardan oluşuyordu. Devamında Balkan Savaşları ve Birinci Dünya Savaşı geldi. Batı Trakya toprakları, Osmanlı bütününden koptu. Buna rağmen İsmet Paşa, Lozan’a gittiğinde Batı Trakya’nın 191 bin olan nüfusunun 129 bin 118’inin Türk olduğunu ortaya koydu. Bölgedeki Türk varlığı hâlâ çoğunluğu teşkil etmeye devam ediyordu. Fakat sonrasında mübadele gerçekleştiğinde Yunan hükümeti, bölgeye çok fazla sayıda mübadil yerleştirdi. Oysa Batı Trakya Türkleri, mübadele kapsamı dışında tutulmuştu. İstanbul Rumları ile mübadele kapsamı dışında tutulmuşlardı. Bu bölgedeki gazetecilerden Mehmet Hilmi’nin ifadesiyle Yunanistan’ın bölgede birtakım oyunlar oynamayı düşündüğü ifadesiyle gerçekleşti. 1928 nüfus sayımlarında Batı Trakya’nın nüfusunun 303 bin 171 olduğu görülmektedir. Bunun 107 bin 607’sinin göçmen olduğu ortaya çıktı” sözlerine yer verdi.

“EDİRNE İSKANDA ÖNCELİKLİ ŞEHİRDİ”

Dr. Öğr. Üyesi Ayşegül İnginar Kemaloğlu, ‘Sosyal ve ekonomik açıdan Edirne’ye iskan edilen mübadiller’ konusunda sunum yaptı. Kemaloğlu, Edirne’nin göçmenlerin iskanında öncelikli şehirler arasında yer aldığını belirterek; “Edirne’ye iskan edilen mübadillerin sayısı, değişik belge ve kaynaklarda değişik rakamlar geçiyor. Devlet İstatistik Enstitüsü, Edirne’ye iskan edilen mübadillerin sayısını 40 bin 41 kişi olarak veriyor. Cem Behar, Osmanlı İmparatorluğu ve Türkiye Cumhuriyeti’nin nüfusunu incelediği çalışmasında 49 bin 336 olarak zikrediyor. Cevat Geray, direkt mübadil kayıt defterleri üzerinden yapmış olduğu bir çalışma üzerine sayıyı 24 bin 705 kişi olarak veriyor. Aslında 1 belge daha var ki bu belge arşivdeki belgelerden bir tanesi. Bizzat 1928 yılında Edirne Valiliği tarafından hazırlanmış bir cetvel. 1928 yılında Edirne’nin köyleri ve ilçelerinden bizzat rakamlar alınarak hazırlanmış. Bu cetvele göre; Edirne’ye 1928 yılı itibariyle yerleştirilen mübadil sayısı 25 bin 220. Gayrı mübadil sayısı 24 bin 112. Bu cetvele göre; Edirne’ye 1928 yılına kadar yerleştirilen mübadil ve gayrı mübadillerin sayısı 50 bin 591’dir” dedi.

“1927’DE EDİRNE’DE HER 2 KİŞİDEN 1’İ MÜBADİL YA DA MUHACİR”

Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk nüfus sayımının 1927’de yapıldığına dikkat çeken Kemaloğlu; “Buna göre Edirne’de 150 bin 840 kişi var. Bu açıdan bakıldığında 50 bin 591 mübadil ve gayrı mübadile hemen öncesinde iskan edilen 22 bini de eklediğimizde, aslında Edirne’nin ilk nüfus sayımı döneminde neredeyse her 2 kişiden 1’inin mübadil ya da muhacir olduğu sonucuna varabiliyoruz. Bununla birlikte her 6 kişiden 1’i mübadil. Dolayısıyla bu oldukça önemli bir rakamdır” ifadelerine yer verdi.

Sunumların ardından panelin ilk oturumu sona ererken; panel, verilen aranın ardından 2’nci oturumdaki sunumlar ile devam etti. Panel, sunumların ardından sona erdi.

UĞUR AKAGÜNDÜZ