Doç. Dr. Oğuz Koçyiğit: Atikhisar Kalesi Çanakkale Turizmine Kazandırılmalı

Pegae Kalesi Yüzey Araştırmaları Başkanı ve ÇOMÜ Sanat Tarihi Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Oğuz Koçyiğit, Roma döneminin sonlarına ait neredeyse 2 bin yıllık geçmişe sahip Atikhisar Kalesinin, Çanakkale turizmine kazandırılması ve yakın zamanda çıkan yangında etkilenen alanlarının onarılması gerektiğini söyledi.

Haber Giriş Tarihi: 10.02.2025 10:40
Haber Güncellenme Tarihi: 10.02.2025 10:40

ÇOMÜ Sanat Tarihi Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Oğuz Koçyiğit, Troas ve Mysia bölgelerini birbirine bağlayan antik yolların üzerinde bulunan önemli kontrol merkezlerinden biri durumunda olan ve bugünkü Atikhisar Barajı'nın hemen kıyısında yer alan ‘Atikhisar Kalesi'nin Bizans İmparatorluğu döneminde stratejik bir konuma sahip olduğunu belirtti. Kalenin bugün ne yazık ki atıl bir halde ve geçtiğimiz yıllarda yaşanan yangınlardan etkilenmiş durumda olduğunu söyleyen Doç. Dr. Oğuz Koçyiğit, "Önemli tarihi bir geçmişe sahip kalenin korunarak gelecek kuşaklara aktarılması ve Çanakkale kültür - turizmine kazandırılması için daha somut adımlar atılması gerekiyor" dedi. Merkeze yakın önemli tarihi bir yerleşim alanı Atikhisar Kalesi'nin zamanında önemli bir önemli bir Bizans kalesi konumunda olduğunu belirten Doç. Dr. Koçyiğit, "Kale, Çanakkale'ye ulaşan vadileri, stratejik konumundaki yolları kesen bir konumda yer alıyor ve Bizans döneminde önemli bir askeri alan. Hepimizin hafızalarında taze olan yıkıcı ve üzücü bir yangın sonrası büyük bir tahribat gördü. Ancak, yakın zamanda yaptığımız gözlemlerde, Kale ve çevresinin yeniden eski doğasına kavuşmaya başladığını gözlemledik. Bunlar güzel gelişmeler ama çok daha ötesinde burada özellikle tespit, belgeleme, koruma, çevre düzenlemesi ve tabii ki kalenin Çanakkale kültür ve turizmine kazandırılması için daha somut adımlar atılması gerekiyor. Çünkü burası Çanakkale'mizin hemen 10 kilometre kadar yakınında, önemli bir tarihi yerleşim alanı" dedi. Atikhisar Kalesinin Çanakkale'ye yeni bir arkeolojik destinasyon noktası oluşturabileceğini düşünen Koçyiğit, "Buraya zaman zaman piknikçiler ve doğa sever ziyaretçiler geliyor. Ancak ne yazık ki bunlar alanı bilinçsizce geziyorlar ve duvarlara ya da surlara çıkıyorlar. Kalenin çeşitli yapıları üzerinde geziyorlar. Bunlar sonra derece tehlikeli hem can hem mal güvenliği için. Bir an önce somut adımlar atılarak Atikhisar Kalesi ve çevresinde çevre düzenlemelerin yapılması, bilgi levhalarını yerleştirmesi, belki de burası için bir ören yeri, sit alanı statüsü kazandırılması gerekiyor. Belki de Çanakkale'mize önemli bir arkeolojik destinasyon, önemli bir turizm alanı, önemli bir gezi rotası eklenmiş olacak ve bu önemli Bizans kalesi de hak etmiş olduğu değeri yakalayacaktır diye düşünüyoruz" ifadelerini kullandı.

Kale, Çanakkale merkeze sadece 6 km uzaklıkta, Çanakkale-Çan yolu üzerine bulunuyor. Halk arasında Gavurhisarı olarak da bilinmektedir. 40 metre yükseklikte büyük bir ana kaya üzerine inşa edilmiş olup kalenin girişi kuzey yöndendir. Doğu ve batı bölümü dik kayalıktır. İç içe iki bölümden meydana gelen kalenin iç bölümdeki kısmı yüksek bir kayanın üstü düzleştirilerek iskan edilmiştir. Yüksek bölünde vadiyi gözetleyen kuleler bulunmakta. Burada iki bölümlü bir sarnıç yapısı kalıntısı ve ortasında bulunan boşlukta temel kalıntıları mevcut. Aşağı bölümde bulunan dış duvarın kuzey batı bölümündeki sur duvarları kısmen korunmuş durumda. Kalenin duvarları moloz taş ve kireç harçlı malzeme ile yapılmış. Geç Roma ya da erken Bizans dönemi özellikleri göstermekle birlikte, kale içinde ve eteklerinde MÖ 6. yüzyıldan başlayarak MS 10. yüzyıla kadar kesintisiz devam eden bir iskana sahiptir. Ayrıca, kalenin kuzeyinde bulunan tepe üzerinde yaklaşık 2 metre yükseklikte bir tümülüs kalıntısı bulunmaktadır. Çanakkale Boğazı'ndan geçerek iç Troas ve Mysia bölgelerini birbirine bağlayan antik yolların üzerinde bulunan kontrol merkezlerinden biri durumundaki kale, Sarıçay vadisinin kontrolünü ve güvenliğini sağlaması açısından da önemli durumdadır.