Çidem’den sele karşı orman uyarısı: 51 BİN 384 AĞAÇ KESİLME TEHLİKESİ ALTINDA!

DOKU Derneği Başkanı Göksal Çidem, İğneada’daki sel felaketini hatırlatarak, ormanların önemine dikkat çekti. Bölgede açıklanan yeni maden ocağı projesi nedeniyle 51 bin 384 adet ağacın kesilme tehlikesi altında olduğunu açıklayan Çidem; “Felaketlerin sorumlusu onay verenlerdir” dedi.

Haber Giriş Tarihi: 20.10.2023 14:20
Haber Güncellenme Tarihi: 20.10.2023 14:20
https://batiekspres.com/

Doğa ve Kültür Derneği (DOKU) Derneği Yönetim Kurulu Başkanı ve Trakya Platformu Kırklareli Dönem Sözcüsü Göksal Çidem, Kırklareli’nin Demirköy ilçesine bağlı İğneada beldesinde meydana gelen sel felaketini hatırlatarak, bölgedeki çevre tahribatına dikkat çekti.

‘www.batiekspres.com’ haber sitesine açıklamalarda bulunan Çidem, ‘Sisli Vadi’ adı verilen bölgede meydana gelen ve 6 kişinin hayatını kaybettiği sel felaketinin nedenlerini açıklarken; Istrancalar’ın önemini vurguladı. Bölgede yeni afetlerin yaşanmaması için yapılması gerekenleri açıklayan Çidem, yeni açıklanan maden ocağı projelerine ise tepki gösterdi.

“ORMAN İÇİ YAPILAN KAMP ALANINI SU BASTI”

İğneada’da yaşanan sel felaketinde insanların yanı sıra toprakların da kaybedildiğini belirten Çidem; “İğneada sel felaketinde kamp alanı olarak faaliyet gösteren yerde bungalovlar yok oldu. Buralara huzur bulmaya, dinlenmeye gelenler ne yazık ki canlarından oldu. Yaşanan sel felaketinden dolayı canlarını kaybedenler için üzüntümüz çok büyük. Hayatını kaybedenlere rahmet diliyoruz. Ne yazık ki aşırı yağışları ve buna bağlı olarak meydana gelen yıkımları iklim krizine ve hava değişikliklerine bağlıyoruz. İğneada denince ilk akla gelen deniz ve longoz ormanlarıdır. Longoz, su basar ormanı demek. Buradaki ormanları su basar ve orman içi yapılan kamp alanını da su bastı” ifadelerini kullandı.

SUÇLU SEL Mİ?”

Çidem, bölgede kurulan yapıların kaçak olduğunu hatırlatırken; “İlgili bakanlığın açıklamasına göre bu yapı kaçak, mühürlü ve yıkılması gerekiyordu. İlgili kurum zamanında yıkmayınca, yaşanan sel yıkıyor. Karar uygulansa zamanında yıkılsaydı, kayıplar yaşanmayacaktı. Suçlu kim? Sel mi? Kararı uygulamayan yetkililer mi? Anayasa'nın 138. maddesinin dördüncü fıkrasında; 'Yasama ve yürütme organları ile idare, mahkeme kararlarına uymak zorundadır; bu organlar ve idare, mahkeme kararlarını hiçbir surette değiştiremez ve bunların yerine getirilmesini geciktiremez’ denilmektedir. Bu hükme göre, kamu görevlileri de mahkeme kararlarını yerine getirmek zorunda olup, bu konuda seçim hakları bulunmamaktadır. Kaldı ki mahkeme kararlarını kasten yerine getirmeyen memur ve diğer kamu görevlilerinin eylemleri suç oluşturmaktadır” dedi.

“SUÇLU İKLİM KRİZİ Mİ?”

Bölgede yüzbinlerce ağacın kesildiğine ve kesilmek istendiğine dikkat çeken Çidem; “Buralara yapılan tesislere, Demirköy-İğneada arasında kesilen yüzbinlerce ağaca, RES’ler ve bunların iletim hatları için kesilen yüzbinlerce ağaca, madencilik faaliyeti için kesilen ve yine de gelen projelerle kesilmesi planlanan yüzbinlerce ağaca olur veren, onay veren ve sessiz kalanlar suçlu değil; suçlu iklim krizi. Deprem olur insanlar ölür, sel basar insanlar ölür, kuraklık olur ‘Afet’ denir. Peki, son yıllarda artan afetlere karşı kimler hangi önlemleri aldı? Ormanın ortasındaki yeraltı ve yüzey suları üzerinde madencilik projelerine onay verenler suçlu değil. Ergene yıllardır atık kanalı, hâlâ suçlu yok” sözlerine yer verdi.

“SOĞUCAK’TA 51 BİN 384 AĞAÇ KESİLECEK”

Çidem, Meteoroloji Genel Müdürlüğü’nün verilerine dikkat çekerek; “Meteoroloji Genel Müdürlüğü verisine göre; son 20 yılda ülkemizde meydana gelen meteorolojik afetlerde çok büyük artışlar var. Orman alanlarını yok etmeye devam edilirse ne olur? ÇED süreci devam eden Vize Soğucak köyü alanında patlatmalı kalker ocağı için ‘51 bin 384 adet ağaç kesilecek’ diyorlar. Burası su kaynaklarının ve mağaraların olduğu bölge. Ağacı kesecek, suları yok edecek ve mağaralardaki doğal yaşamı sonlandıracak. Yargı 2 defa iptal etti, 3’üncü defa tekrar geldi. İnatla ‘Keseceğim’ diyor. Asıl sorumlu yargı kararına rağmen buna olur verecek olanlardır. Bugün idari olarak uygun olsa bile gelecekte yaşanacak olan felaketlerin sorumlusu, olur ve onay verenlerdir” dedi.

“ISTRANCALAR BİYOSFER REZERV ALANI İLAN EDİLMELİ”

Tarım, orman ve mera alanları azalması ile yerleşim alanlarının arttığını belirten Çidem; “Orman içlerinde, tarım alanları meralar üzerindeki kayıplarda artış var. Buralardaki kayıplar arttıkça felaketler de artıyor. Gıda güvenliğimiz ve orman köylülerimizin geçim kaynaklarının yok olması riski artıyor. Çözüm için Istranca ormanları bir an önce biyosfer rezerv alanı ilan edilmeli. 13 yıldır bakanlıkta bekleyen biyosfer rezerv dosyası onaylanmalıdır. Istrancalar korunmalıdır. Çünkü Istrancaların 1/3’ü Bulgaristan’da, 2/3’ü Türkiye’dedir. Bulgaristan tarafı 28 yıldır koruma altında. Çok geç olmadan, yeni felaketler yaşamadan korunmalı. Orman içi yapılaşmalar acilen durdurulmalı. Orman içinde ormancılık faaliyeti dışında tüm projeler sonlandırılmalıdır. Tarım toprakları ve meralar SİT alanı ilan edilmelidir. Istrancalar, Kırklareli sınırlarında olsa da İstanbul’un su kaynaklarıdır. Afrika-Avrupa arası ana kuş göç yoludur. İstanbul’un ve ülkemizin nefes borusudur. Balkanlardan gelen hava koridorudur. Gelecek nesillere bırakılacak en değerli miras, temiz su, temiz toprak ve temiz havadır” ifadelerine yer verdi.

ERGİN SÖZER