Edirne İl Müftülüğü’nün "İslam Hukukunda Babanın Hak ve Sorumlulukları" seminerinde konuşan Din İşleri Yüksek Kurulu Üyesi İdris Bozkurt; “Aile içinde babanın sorumluluğu çok daha ağırdır” dedi.
İşleri Yüksek Kurulu Üyesi İdris Bozkurt; “Aile içinde babanın sorumluluğu çok daha ağırdır” dedi.
Edirne İl Müftülüğü tarafından Halk Eğitim Merkezi Mimar Kemaleddin Çok Amaçlı Salonu’nda "İslam Hukukunda Babanın Hak ve Sorumlulukları" konulu seminer düzenlendi.
Diyanet İşleri Başkanlığı’nın "Baba Okulu Projesi" kapsamında düzenlenen seminere Din İşleri Yüksek Kurulu Üyesi İdris Bozkurt da katıldı. Seminer öncesi Özel Yürekler Mehteran takımı gösteri gerçekleştirirken; programın açılış konuşmasını İl Müftüsü Hasan Başoğlu yaptı.
Başoğlu, konuşmasında ailenin korunması ve güçlendirilmesinin, toplumun güçlenmesi anlamına geldiğini söyleyerek; “Toplumun en küçük yapı taşı olan ailenin, korunması ve güçlendirilmesi demek, toplumun güçlenmesi demektir. Yani güçlü aile, güçlü toplum demektir. Bu sebeple Başkanlığımız ailenin güçlenmesi ve korunması için birçok proje ve aile çalışmasını merkez ve taşra işbirliğinde yapmaktadır. Onlardan biri de ‘Baba Okulu Projesi’dir. Biz Edirne İl Müftülüğü olarak, ebeveynlerden İslâmda ve kültürümüzde "Baba" nasıl olmalı ve babaya nasıl davranılmalı. Bunu farklı konu ve konuklarla sizlere anlatmaya çalışacağız. İlk konuğumuz Sayın hocamız İdris Bozkurt. Kendisine bu vesileyle huzurunuzda teşekkür ediyorum" dedi.
Başoğlu’nun konuşmasının ardından seminerde sunum yapan Bozkurt; devletin birçok alanda aile ile alakalı hizmetler yaptığını, başkanlığın da uzun yıllardır ilgili bakanlıklar ile birçok protokol imzaladığını kaydetti. Bozkurt, herkesin aile içinde farklı rolleri bulunduğunu söyleyerek; “Burada hepimiz bir aileyiz ve aile içinde farklı rollerimiz bulunmakta, hepimizin farklı farklı hak ve sorumlulukları var. Hak ve sorumluluklarımızın bilincinde olmamız için eğitim önemlidir. Hatta bazen sadece eğitim yetmez, bu konuda ciddi manada gayret göstermek de gerekir. İnsan önce vazifesini yerine getirmeli ki, bunun sonucunda hak elde edebilsin. İşte bizim hak dediğimiz şey, aslında ödev ve yükümlülüklerimizin adeta ödülüdür. Bizleri yoktan var eden rabbimiz, bizlerin ne tür bir hayat süreceğini ne tür hak ve yükümlülüklerimizin olduğunu bizlere bildirmiştir. Bu yüzden sorumluluk bilinci, haklarımızdan önce gelmektedir. O halde hak ve sorumluluğumuza önce Rabbimize karşı olan sorumluluklarımızdan başlamalıyız. Daha sonra ise aile sorumluluğumuz gelir. Nitekim efendimiz 'Hepiniz çobansınız. Hepiniz güttüğünüz sürüden sorumlusunuz. Amir memurlarının çobanıdır. Erkek ailesinin çobanıdır. Kadın da evinin ve çocuğunun çobanıdır. Netice itibariyle hepiniz çobansınız ve hepiniz idâre ettiklerinizden sorumlusunuz' buyurmuştur. Aile içinde babanın sorumlulukları yanında eş ve evlatların da sorumlulukları vardır ancak babanın sorumluluğu çok daha ağırdır. Bu bakımdan eğer aile içinde problem varsa önce kendimizi sorgulayacağız. Aile içindeki bu problemin kimden kaynaklandığını tespit edeceğiz ve düzeltilmesi yönünde adımlar atacağız. Sevgi, saygı, sadakat ve sabır ailenin vazgeçilmezi olmalı. Zira bunları yitiren bir aile sarsılır, netice ailenin meyveleri (çocuk) ki araştırmalar da bunu doğruluyor zarar görür” sözlerine yer verdi. Seminer, hediye takdimi, teşekkür ve kapanış konuşması ile sona erdi.
HABER MERKEZİ