Bahçeli, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, siyasetçinin görevinin insanıyla hemhal olmak, huzur, refah, birlik, kardeşlik ve istikrar hedeflerine çevik ve çelebi bir ruhla destek vermek olduğunu söyledi.
Siyasetin, nesillerin hayatını müspet yönde etkileyip değiştirecek kılavuz olması gerektiğini ifade eden Bahçeli, şöyle devam etti:
"Siyasetin ekseni akıl, enerjisi ahlak, edimi hizmet, edası da hürmet ve muhabbettir. Bizim siyasetten anladığımız elbette bunlardır. Araya araya bulmayı amaçladığımız define, milletimizin eşsiz vicdanında mahfuzdur. O vicdan ki doğru ile yanlışı, hak ile batılı, samimiyet ile sahteliği, mazlum ile zalimi, şehit ile caniyi sıfır hatayla tefrik edecek basirete, beceriye ve berraklığa haizdir. Hiç kuşkusuz egemenlik kayıtsız şartsız milletindir. Millet ne diyorsa, neyi istiyorsa, nasıl karar veriyorsa saygımız ve sadakatimiz tamdır ve tartışmasızdır. Bizim demokrasiye bağlılığımız sözde değil özdedir. Milli iradenin hükmüne toz kondurmamız düşünülemeyecektir."
Bahçeli, MHP'nin, Türkiye'ye ve Türk milletine varlığını adamış iman neferleriyle, dava ve gönül erleriyle siyasetçinin değil seçmenin mutluluğunu her zaman ve her şart altında gaye edindiğini ifade ederek, buna aynen ve şevkle devam edileceğini kaydetti.
Geride kalan bir aylık zaman diliminde hem partileri hem de ülke adına iki mühim demokratik etabın geçildiğini, Türk ve Türkiye Yüzyılı hedeflerine ulaşma mücadelelerinin kamçılandığını belirten Bahçeli, 17 Mart'ta 14. Olağan Büyük Kurultayı gerçekleştirdiklerini söyledi.
Bu kapsamda Merkez Yönetim Kurulu (MYK) ve Merkez Disiplin Kurulunun (MDK) yenilendiğini, parti tüzüğünün bazı maddelerinin, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne uygun hale getirilmek maksadıyla değiştirildiğini anımsatan Bahçeli, kurultay sonrası ilk MYK-MDK toplantısının dün yapıldığını ve Başkanlık Divanının teşekkül ettiğini bildirdi. Bahçeli, Divan üyelerine başarılar diledi.
Bahçeli, bugünün sosyal ve ekonomik temelli ihtiyaç ve isteklerinin aksine siyaset yapamayacakları gibi geleceğin tasarım ve planlamasını ihmal ederek de asla mevzi ve mesafe alınamayacağını ifade etti.
Görevlerinin farkında ve yapacaklarının şuurunda olduklarını belirten Bahçeli, "Vizyonu yetişmeyenlerin nefeslerinin tükendiği yerde terk etmeleri, hatta farklı tesirlerin sonucu yılmaları, umutsuzluk ve yılgınlık çarkına kapılmaları bundan sonra da muhtemeldir. Ancak MHP'nin inanmış, irade göstermiş, ahlaki ve fikri olgunluğa erişmiş hiçbir mensubunun devşirilip yarı yolda devrilmesi artık söz konusu değildir. Türkiye'yi hak ettiği gelişmişlik statüsüne mutlaka çıkarmalıyız. Türk milletini layık olduğu yüksek mevkie muhakkak ulaştırmalıyız." dedi.
Bahçeli, bunları yaparken siyaset önceliklerinin sınıflara, zümrelere, şahıslara hiçbir ayrıcalık tanımadan yalnızca milletin tamamını tarihi perspektif içinde kucaklayan ve onun devamını amaçlayan bir kavrayışla hareket etmek olduğunu söyledi.
Milliyetçiliklerinin, "Türk milletinin tarih içerisinde yoğrulmuş olan milli değerleriyle, çağın birikimi olan gelişmeleri birlikte yaşatmayı, milli ile evrenseli, yerel ile küreseli beraberce değerlendirmeyi" esas aldığını belirten Bahçeli, şunları söyledi:
"Bu çerçevede günümüzün ekonomik, enformatik, teknolojik, diplomatik ve diğer alanlarında günbegün cesameti artan ters akıntılara göğüs germeliyiz. Türk siyaset yapısını, gelişen toplumun taleplerine göre milli ve manevi değerlere müzahir olacak şekilde yeniden ele almalı, yeni bir anayasayla da taçlandırmalıyız. Siyaset, medya ve ekonomi ilişkilerini demokratikleştirmeli, Türk devrinde insanımızın mutlu, müreffeh ve güvenli olacak bir dönemin kapılarını el birliğiyle, ortak değerler etrafında kenetlenerek açmalıyız.
Sosyal ve ekonomik ihtiyaçlara köklü cevaplar hazırlayarak, Türk ve Türkiye Yüzyılı'na temel olacak kalıcı ve güçlü reformları peş peşe hayata geçirmeliyiz. Üreterek, yabancı sermayeyi özendirerek, tasarrufu artırarak, fiyat ve finansal istikrarı kurumsallaştırarak, ihracat ve yatırım seferberliğini teşvik ederek, bilhassa adil ve insani paylaşımı canlandırarak yeni yüzyılda Türkiye ekonomisini zincirlerinden kurtarmalıyız. Milletler mücadelesinin acımasız rekabetinde Türk milleti ortak paydasında buluşmalı, hiç kimseyi ötekileştirmeden, hiç kimseyi yabana atmadan geçmişin muzaffer hatıralarını geleceğin ufkuyla eklemleştirmeliyiz."
- "Geleceğin süper gücü Türkiye'dir"
Bunu yapacak irade, inanç ve itibarın MHP ve Cumhur İttifakı'nda mevcut olduğunu ifade eden Bahçeli, "Katılaşmış ön yargıları, zembereğinden boşalmış kısır çekişmeleri bir kenara bırakmalıyız. Vatan ve millet sevdasıyla hareket edebilme ferasetini derhal gösterebilmeliyiz. Türkiye hepimizindir, hepimizin ortak vatanıdır. Farklı başkentlerin sunduğu kurtuluş reçetelerinin Türk milletini bir adım ileri götürmeyeceği açıktır. Tek çare, dünyaya 'Türkiye' merkezli bakmakla, küresel ilişki ağlarını 'Türkçe' okumakla mümkündür." değerlendirmesinde bulundu.
Bahçeli, böyle bir siyaset anlayışının, yalnızca Türkiye'yi değil soydaşlarını, din kardeşlerini ve yardım eli gözleyen mazlum milletleri de kurtaracak yeni bir hamle üstünlüğü kazandıracağını söyledi.
Bahçeli, MHP'nin, Türkiye Cumhuriyeti'nin meşakkatle elde ettiği bir değer olan demokrasiye gönülden bağlı olduğunu, insanın insan olması sıfatından kaynaklanan temel hak ve hürriyetlere saygı duyduğunu, herkes için bağlayıcı olan adaleti, düzeni, barışı ve hürriyeti birlikte tesis etmeyi hedefleyen hukukun üstünlüğüne inandığını söyledi.
MHP'nin, vatandaşların inançlarını yok saymadan, bir arada kardeşçe yaşamasının güvencesi olan din ve vicdan hürriyetini savunduğunu belirten Bahçeli, "Bunlar bizlere demokrasinin getirdiği nimet ve yükümlülüklerdir. Ve milli kültürümüzde kökleri vardır. Hiçbir şüphem yoktur ki, geleceğin süper gücü Türkiye'dir. İstanbul'un fethinin 600. yıldönümü olan 2053'te bu ideal gerçekleşecektir." diye konuştu.
İstiklalin ve istikbalin güvencesi olan Cumhur İttifakı'nın varlığını kararlılıkla devam ettireceğini dile getiren Bahçeli, "Tarihte büyük devletler kurmuş ve bu potansiyeli defalarca göstermiş olan Türk milletinin bugün her evde, her ocakta, her ailede, her ana yüreğinde yaşattığı medeniyet kudreti, onu saklı durduğu yerden çıkaracak samimiyeti, marifeti ve cesareti beklemektedir." ifadelerini kullandı.
Beklenen o samimiyet, marifet ve cesaretin MHP ile Cumhur İttifakı'nda tecessüm ve tecelli ettiğini dile getiren Bahçeli, "Gelen Türk asrıdır, Türkiye ve Türk milleti 2071'de cihan ve uzay hakimiyeti mefkuresini Allah'ın izniyle başaracaktır. Zafer sabredenlerin ve inananlarındır." dedi.
Bahçeli, Türk milliyetçilerinin, milli görev ve sorumluluklarının idraki içinde emaneti kırıp dökmeden, günlük hesaplar içinde çarçur etmeden yarınlara ulaştıracak siyasi akla ve şuura sahip olduklarını fedakarlıklarıyla yine göstereceğini, yine ispat edeceğini söyledi.
- "Mizahi bir yanılgıdır"
Bahçeli, 14 Mayıs ve 28 Mayıs 2023 tarihlerinde yapılan Cumhurbaşkanı ve Milletvekili Genel Seçimleri'nden yaklaşık 10 ay sonra milletin bu defa da yerel seçimler için sandık başına gittiğini anımsattı.
Cumhuriyetin yeni yüzyılının ilk seçiminin tamamlandığını, seçimsiz geçecek 4 yılın önünün açıldığını belirten Bahçeli, şunları kaydetti:
"Milletimizin hür iradesiyle verdiği demokratik karara saygılıyız, seçim sonuçlarının ülkemize, milletimize ve siyasi partilere hayırlı olması da temennimizdir. Yerel seçimlerin doğasıyla genel seçimlerin doğası elbet farklıdır. İkisini birbirine karıştırmak fahiş bir yanlıştır. Yerel seçimlerde özne ve öncelik adaylar olduğu halde, genel seçimlerde partilerdir, bununla mündemiç ülkenin ve uluslararası ilişkilerin bütününü kapsayacak program ve projeleridir.
31 Mart yerel seçimlerinden sonra el değiştiren, birisinin çıkıp diğerinin indiği bir iktidar yapısı yoktur. 31 Mart yerel seçimlerinden sonra rota değiştiren, hedeflerinden sapan, iddialarından cayan, yerinde sayan bir Türkiye yoktur, olması da mevzu konusu değildir. 'Yerelde iktidar olduk' diyenler hayal alemindedir. Türkiye'de iktidar tektir ve o da Cumhurbaşkanlığı Kabinesidir. Fazladan üç beş belediye başkanlığı kazanmakla yerel iktidar tantanası koparanların siyasetin nesnel gerçeklerine, milletin irade künhüne vakıf olmadıkları ayan beyan ortadadır. Kendi partilerinde disiplini tesis edemeyenlerin, birlik ve beraberlik vasatını kaybedenlerin, üstelik hiçbir projeleri olmayanların, hasbelkader, konjonktürel sebeplerle ulaştıkları sonuçlara güvenip zafer nutukları atmaları sadece mizahi bir yanılgıdır. Şımarıklığın alemi hiç yoktur. Çünkü bugün şımaranların yarın milletten şamarı yemeleri mukadderdir."