Kırklareli Olgunlaşma Enstitüsü, Anadolu'dan Trakya'ya gelen insanların 8 bin 200 yıllık köy yaşamında kullanılan objelerin tanınırlığının artması amacıyla 3 yıl önce çalışma başlattı.
Çalışmalar kapsamında enstitüde görevli usta öğreticiler tarafından Kırklareli Müzesi'nde sergilenen eserler ilk olarak fotoğraflandı.
Gerekli araştırmaların ardından bu eserlerin örnekleri seramik formda üretildi.
Bine yakın ürünün bir kısmı sergilerde kullanılıyor bir kısmı da satışa çıkarılıyor.
Bugüne kadar binin üzerinde üretilen ürünler enstitüde ve zaman zaman kentte düzenlenen etkinliklerde sergileniyor.
-Aşağıpınar Höyüğü'nün tanıtılması amaçlanıyor
Olgunlaşma Enstitüsü Müdürü Esin Ataseven, enstitülerin misyonunun geçmiş ile gelecek arasında köprü kurmak olduğunu söyledi.
Bu misyon doğrultusunda 2020 yılında Aşağıpınar Höyüğü temalı çalışmalar yaptıklarını ifade eden Ataseven, şunları kaydetti:
"Höyüğün en önemli özelliği bölgenin en erken neolitik köy yerleşim yeri olmasıdır. Aşağıpınar Höyüğü kazı çalışmaları 1993 yılında Alman Arkeoloji Enstitüsü ve İstanbul Üniversitesinde görev alan Prof. Dr. Mehmet Özdoğan ve ekibi tarafından yürütülmüş, 28 yıl boyunca devam etmiştir. Halen yayın çalışmaları sürdürülmektedir.
Olgunlaşma Enstitüsü olarak Aşağıpınar Höyüğü'nün tanıtılması korunması gelecek kuşaklara aktarılması ve sürdürülebilirliği açısından çeşitli çalışmalar yapmaktayız. Atölyelerimizde kazılarından çıkan buluntuların üzerinde yer alan motif ve bezemeler ile pişmiş toprak, kap formları ve figürleri modernize ederek seramiğe yansıtıyoruz."
Arkeolog Burcu Birinci Öztürkoğlu ise Aşağıpınar Höyüğü'nden çıkan eserlerin tanıtımı için 3 yıldır çalışmalar yürüttüklerini söyledi.
Aşağıpınar'ın tanıtımını yapmak ve kazılardan çıkan eserleri gelecek kuşaklara aktarmak istediklerini ifade eden Öztürkoğlu, çalışmalarını bu doğrultuda sürdürdüklerini belirti.
Ürettikleri ürünler ile köy yaşamında kullanılan objeleri gelecek kuşaklara aktardıklarını anlatan Öztürkoğlu, büyük tütsü, üç ayaklı, dört ayaklı küt kapları gibi ürünler ana tanrıça, top tepe figürleri 1000 eser meydana getirdiklerini kaydetti.
Usta öğretici Çiğdem Özer ise yaptıkları çalışma ile geçmiş ile gelecek arasında bir köprü kurmaya çalıştıklarını kaydetti.