Edirne İl Genel Meclisi’nin bugün düzenlenen toplantısında Tarım ve Hayvancılık Komisyonu’nun hububatlarda görülen buğday kesik sineği hastalığının sebepleri hakkındaki raporu görüşüldü.
Komisyon Üyesi İsmail Keskin tarafından sunulan raporda, Edirne ve ilçelere bağlı köylerde hububat ekimlerinin yapılacağı ve hububatlarda görülen hastalıkların maddi zararlar oluşturduğu belirtildi. Raporda, hububatlarda görülen buğday kesik hastalığının sebepleri hakkında komisyon tarafından yapılan incelemeler açıklandı.
Keskin, buğday kesik sineğinin dünyada ve Türkiye’de yaygın görüldüğünü söyleyerek; “Bu zararlı ile ilgili birçok senedir hasarlar görülüyor. Erken ekimin de yapılması ile son birkaç yıldır zararlar arttı ve bu yıl kuraklığın da etkisiyle yavaş gelişimden ötürü tavan yaptı. Buğday bu zararlıya yenik düştü. Bununla ilgili birçok bölgede zarar meydana geldi. Çiftçiler olarak konu güncel ve birçok kişi bilgi arıyor, soruyor, ilaç atıyor. Fakat kurumlar bu duruma sessiz kalıyor. Üreticiler gerekli bilgi ve doğru yönlendirme olmadan gereksiz kimyasal kullanımına gitti” ifadelerini kullandı.
Sinekler ve larvaları hakkında bilgi veren Keskin; “Sinek hali 3-4 gün. Bir ergin sinek ortalama 250-300 arası yumurta bırakabilir. Yumurta bırakıldıktan 3-10 gün içinde larvalar çıkar. Larvalar hava sıcaklığına bağlı olarak 14 ile 30 gün arası beslenebilir. Hava şartları müsaade ederse bu larvalar pupa haline gelip ardından tekrar sinek hali görülebilir. Yani tekrarlayan döl olma ihtimali vardır. Özelikle bahardaki dölleri sapın içinde yaşayabilir ve sap saman ticareti ile farklı bölgelere taşınabilir. Bu da yeni bölgelerde hastalığın yayılmasına neden olur. Maalesef larvalar bir kez görüldükten sonra ilaçla mücadele ihtimali çok zayıf. Ancak uçuş dönemi larva bırakma olasılığını azaltmak içini buğdayın 1-2 yaprak döneminde bazı ilaçların faydalı olabileceği söyleniyor” dedi.
Keskin, buğday kesik sineği ile mücadele edilmesi için 5 farklı seçenek sunarken; “Birinci seçenek; dayanıklı çeşit ekmek. Bu seçenek ülkemizde maalesef seçenek haline gelemiyor. Çünkü tohumların genetiğiyle ilgili gerekli bilgilendirilmeyi maalesef alamıyoruz. Esasında en etkin ve ucuz seçenek bu. Dayanıklı çeşitler besleyici doku etrafındaki hücre duvarı kalınlığı ile dayanıklı özelliği kazanıyor. Fakat bu sinekler yeni biyotipler oluşturup birkaç sene sonra bu duvarı yıkabiliyor. Çeşit dayanımını kaybedebiliyor. İkinci seçenek; larvayı bırakan bu sineklerin 'son uçuş' tarihinden sonra ekmek. Bu uçuşlar feromon tuzaklarıyla tespit edilebilir. Bu da seçenek olamıyor çünkü bunu surveyleyen bir kurum ya da kişiler yok. Üçüncü seçenek; larvayı bırakan sineklerin buğdaya uğrama ve yumurta bırakma olasılığını düşürmek. Tohum kaplama. Bu da ruhsat problemlerinden ötürü önerilmiyor. İlaç bulunabilirse çiftçiler olarak kendi imkânımızla ilaçlayabiliyoruz. İlaçlamalarda başarı yüksek. Kendi bölgemizde de bunu gözlemledik. Fakat geç kış enfeksiyonlarına kadar koruyucu süreleri yok kaplamaların. Bu nedenle bu seçenek de yüzde 100 çözüm değil. Düşük doz kaplamalar ancak afitleri kontrol eder. Bu sebeple yüksek doz gerek, bu da maliyet demek. Dördüncü seçenek; olasılığı azaltmak için bir nebze başarılı olabilecek 1-2 yaprak dönemde neonicotinoid cinsi insektisit kullanmak. Bu ilaçlar da bir bir yasaklanıyor, ileri dönemde ne olacağı meçhul. Beşinci seçenek ise geç ekim” sözlerine yer verdi.
“BUĞDAYDA SARARMA PROBLEMLERİ GÖZLEMLENİYOR”Buğdayda sararma yapan etkenlere de dikkat çeken Keskin; “Ayçiçeği uygulaması imazamox aktif maddeli ot ilacı kullanılması ve uygulanmasında yapılan hatalardan dolayı toprakta kalıcılığın oluşmasından ötürü buğdaylarda sararma problemleri gözlenmektedir. Özellikle organik maddesi düşük olan kumsal topraklarda zarar daha da dikkat çekicidir. Bu zararın en aza indirilmesi için doğru ilaçlama teknikleri ve doğru mekanizasyonların kullanılması gereklidir. Ayrıca yağışların az olduğu yıllarda ilaç toprağın üst katmanında kalmaktadır. Ayçiçeği hasadı yapıldıktan sonra buğday ekilecek tarlalarda yağışların az olduğu yıl toprak işlemesinin pulluk ile toprağı devirerek işleme yaparak üst katmanda kalan ilaç kalıntılarını derine gömmek daha faydalı olacağı düşünülmektedir. Buğday Kesik Sineği Zirai Mücadele Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü tarafından zamanında gerekli araştırmalar yapılarak teknik talimatlandırılması yapılmış olup; geç ekim yapılan buğdaylarda (toprak sıcaklığının 10 °C altında) bölgemizde görülmemektedir” dedi.
“TOHUM TEMİZLEME TESİSLERİ KURULMALI”Keskin’in sunumunun ardından raporla ilgili söz alan CHP Uzunköprü İl Genel Meclisi Üyesi ve CHP Grup Sözcüsü Mustafa Üstün, buğday kaplama sistemine dikkat çekerek; “Vereceğiniz ilacın tohumu çok iyi kaplaması gerekir. Özellikle Edirne bölgesinde bununla ilgili çok ciddi çalışmalar yapılması gerektiğini düşünüyorum. Hiçbir ilçemizde tohum temizleme ve homojen ilaçlama ile ilgili bir çalışma yok. Ziraat Odaları ve İlçe Tarım Müdürlükleri bununla ilgili bir çalışma yapmalı. Tohum Temizleme Tesisleri’nin kurulması gerektiğini düşünüyorum. Başka türlü başarılı olmamız çok zor” sözlerine yer verdi.
UĞUR AKAGÜNDÜZ