TÜ Eczacılık Fakültesi Dekan Vekili Prof. Dr. Elvan Bakar, şifalı bitkiler temalı bilim ve sanat panelinde yaptığı konuşmada, Edirne Sarayı’nın Has Bahçesi’ne dikkat çekti. Bakar, Sarayiçi olarak bilinen bölgenin zengin bir floraya sahip olduğunu belirterek; “Bitki çeşitliliğinin yanı sıra bu alan, endemik bitkilerin bulunduğu adeta bir açık hava laboratuvarıdır” dedi.
Edirne’de Trakya Üniversitesi (TÜ) Eczacılık Fakültesi, Flora Araştırmaları Derneği ve Bitki Ressamları Topluluğu iş birliğiyle şifalı bitkiler temalı bilim ve sanat paneli düzenlendi.
Eczacılık Fakültesi’nde düzenlenen panele, TÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Mustafa Tan, Eczacılık Fakültesi Dekan Vekili Prof. Dr. Elvan Bakar, Flora Araştırmaları Derneği Genel Sekreteri Burçin Çıngay, akademisyenler, bitki ressamları ve öğrenciler katıldı.
Panelin açılış konuşmasını gerçekleştiren Eczacılık Fakültesi Dekan Vekili Prof. Dr. Elvan Bakar, Türkiye’nin zengin biyoçeşitliliğiyle birlikte stratejik bir konuma sahip olduğunu belirterek; “Yüzyıllar boyunca tıbbi bitkiler, geleneksel tıptan modern farmasötik bilimlere uzanan yaygın bir kullanıma sahiptir. Anadolu coğrafyası, botanik alanında zengin veri birikimiyle ayrı bir önem taşımaktadır” ifadelerini kullandı.
Evliya Çelebi’nin Seyahatname adlı eserinden örnek veren Bakar; “Evliya Çelebi, Seyahatname eserinde Osmanlı Sarayı’nın Has Bahçesinde çok sayıda tıbbi ve aromatik bitki yetiştiğini ve buradan toplanan bitkilerin Darüşşifa’da bulunan hekimler tarafından ilaç yapımında kullanıldığını ifade etmiştir. Günümüzde Sarayiçi olarak bilinen bu bölge, tıpkı geçmişteki gibi zengin bir floraya sahiptir. Bitki çeşitliliğinin yanı sıra bu alan, endemik bitkilerin bulunduğu adeta bir açıkhava laboratuvarıdır. Bugün Trakya endemiği olarak bilinen ve anti-alzaymır etkinliği belirlenmiş olan ‘Bellevalia Edirnensis’ (Edirne Sümbülü) ve ‘Galanthus’ türleri bu bölgede yoğun olarak yetişmektedir. Yüzyıllardır insanoğlu, bitkilerin doğal içeriklerinin iyileştirici gücünden faydalanmıştır. Tarih boyunca çeşitli hastalıkların tedavisinde kullanılan tıbbi aromatik bitkiler, günümüzde modern bilimle birleşerek fitoterapi ve aromaterapi gibi alanlarda daha etkin ve güvenilir çözümler sunmaktadır. Tıbbi aromatik bitkilerin korunması, doğru şekilde kullanılması ve sürdürülebilir yöntemlerle yetiştirilmesi hem ekonomik, hem de çevresel açıdan büyük bir önem taşımaktadır. Ancak bu bitkilerin doğadan bilinçsizce toplanması, ekosistem üzerinde kalıcı zararlar yaratarak, endemik türleri yok olma tehlikesiyle karşı karşıya bırakmaktadır” dedi.
TÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Mustafa Tan ise bitkiler dünyasının inanılmaz mucizelerle dolu olduğunu söyleyerek; “Bitkiler, yeryüzündeki canlı hayatın temel unsurlarından biridir. Bitkiler, yeryüzündeki gıda üretiminin temel halkasıdır. Bu yüzden bitkiler üzerine söylenecek çok söz, yapılacak çok araştırma vardır” sözlerine yer verdi. Tan, etkinliğin düzenlenmesinde emeği geçen herkese teşekkür etti.
Konuşmaların ardından panelde Flora Araştırmaları Derneği Genel Sekreteri Burçin Çıngay, “Flora Araştırmaları Derneği ile 20 Yıllık Türkiye Bitkileri Yolculuğu” ve Bilimsel Bitki Ressamı Sema Niğdeli, “Çağları Aşan Sanat: Bitki Ressamlığı” konularında sunum yaptılar. Sunumların ardından panel sona erdi.
UĞUR AKAGÜNDÜZ