Kaza, 21 Ekim günü saat 00.30 sıralarında ilçenin Ulaş Mahallesi'nde D-100 kara yolunda meydana geldi. Cenker Varnalı'nın kullandığı 59 FV 888 plakalı otomobil, aynı yöne giden Ö.A. yönetimindeki iş makinesine arkadan çarptı. Demir yığınına dönen otomobil alev aldı. Yoldan geçen sürücülerin ihbarı üzerine kaza yerine jandarma, sağlık ve itfaiye ekipleri sevk edildi. İtfaiye ekiplerinin müdahalesiyle otomobildeki yangın söndürüldü. Kazada otomobilin şoförü Cenker Varnalı ile yanındaki Kadir Güler (26), Emre Ağır (21), Serhat Tünüs (21) ve Deniz Yalnız'ın (19) yaşamını yitirdi. Hafif yaralanan iş makinesinin operatörü Ö.A., hastanedeki tedavisinin ardından sevk edildiği adliyede çıkarıldığı mahkemede adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.
Ö.A., ifadesinde, "Kaza günü bir firma beni arayarak kömürlü kazanın tıkandığını ve iş makinesiyle açılması gerektiğini belirtti. Bende saatin geç olduğunu sabah yapabileceğimi söyledim. Gelmezsem üretimin duracağı belirtilmesiyle ben de yola çıktım. Çıktığımda tüm ışık donanımım yanıyordu. Fabrikaya gittim, arıza giderildi. Yola çıkıp eve giderken araç savruldu. Lastiğimin patladığını sandım. Ne olduğunu anlamak için indiğimde çevredekiler, 'Panik yapma bu araç sana arkadan çarptı' dediler oturmamı istediler. Şokta olduğumu için tam ne olduğunu anlayamadım, kardeşimi aramalarını istedim. O şok ile kardeşimin telefon numarasını bile hatırlamadım. Sonra araç alev alarak yanmaya başladı. Jandarma gelmişti, benim iş makinesini yanan araçtan uzaklaştırmamı istedi. Bu esnada kanlar kafamdan akıyordu, hastaneye nasıl geldiğimi hatırlamıyorum. Kaza sırasında tepe lambası mevcuttu, ancak çarpmanın etkisiyle tepe lambası kopmuş. Ben bu olayda kusurlu olduğumu düşünmüyorum" dedi.
Kazaya ilişkin bilirkişi raporunu tamamladı. Raporda, otomobilin sürücüsü Cenker Varnalı, hız ve arkadan çarpma nedeniyle asli kusurlu, iş makinesini kullanan Ö.A., lastik tekerlekli aracın özel izinle yola çıkması gerekirken izinsiz çıktığı gerekçesiyle tali kusurlu bulundu.