Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

‘17 Mayıs Dünya Hipertansiyon Günü’

Havsa Toplum Sağlığı Merkezi tarafından gazetemize '17 Mayıs Dünya Hipertansiyon Günü' ile ilgili olarak yazılı açıklama yapıldı.

Haber Giriş Tarihi: 18.05.2018 11:15
Haber Güncellenme Tarihi: 18.05.2018 11:15
Kaynak: Haber Merkezi
https://batiekspres.com/
‘17 Mayıs Dünya Hipertansiyon Günü’

Nilay YILMAZ

    Yapılan açıklamada, “Yüksek kan basıncı olarak bilinen hipertansiyon, kan basıncının yükseldiği kronik bir hastalıktır. Dünya Hipertansiyon Günü, yüksek kan basıncından kaynaklanan önlenebilir hastalıklar olan inme (felç), kalp ve böbrek hastalıklarına dikkat çekmek ve halkı korunma, tanı ve tedavi konusunda bilgilendirmek amacıyla organize edilmektedir. Her yıl 17 Mayıs, Dünya Hipertansiyon Günü olarak kutlanmaktadır. Yüksek Tansiyon, kan dolaşımı için damarlarımızda gerekli olan kan basıncının normalden fazla olmasıdır. Yüksek tansiyonun en sık rastlanan belirtileri; baş dönmesi, baş ağrısı, kalp ağrısı, kulak çınlaması, nefes darlığı, çift veya bulanık görme, burun kanamaları, düzensiz kalp atışlarıdır.
    Yüksek tansiyonun birden fazla nedeni olabilir. Bu nedenler kalıtım, cinsiyet, şeker hastalığı, şişmanlık, sigara ve alkol kullanımı, stres, yetersiz fiziksel aktivite, aşırı tuz kullanımı, sağlıksız beslenme alışkanlıkları ve yaşlılıktır. Bazen bir hastalığa bağlı olarak görüldüğü gibi gebelikte de tansiyon yüksekliği gelişebilir.
    Her yaşta görülebilen yüksek tansiyon, yetişkin ve hasta bireylerde görüldüğü gibi çocuklarda da yüksek tansiyon görülmektedir. Çocuklarda yüksek tansiyonun birçok nedeni olabilir. Üç yaşından itibaren tüm muayenelerinde çocukların tansiyonunu ölçtürülmelidir. Yüksek tansiyon kontrol altına alınmazsa inme, kalp krizi, kalp hastalığı, böbrek yetmezliği, bilinç bozukluğu, körlük ve damarlarda anevrizma oluşmasına neden olmaktadır. Yüksek tansiyon gelişimini önlemek için; tütün ve alkol kullanılmaması, sağlıklı beslenme, düzenli egzersiz, tuz tüketiminin azaltılması, fazla kilo veya şişmanlık varsa kilo verilmesi yüksek tansiyonun kontrol altına alınması için yeterli olabilir. Eğer yeterli olmazsa hekim kontrolünde ilaç başlanabilir.
Tansiyonu Yükselten 12 Önemli Neden!
    Ülkemizde her 3 kişiden birinde görülen hipertansiyon, bir diğer deyişle kan basıncının 120/80 mmHg'nin üzerinde olması, son yıllarda gerek obezitenin gerekse hareketsiz bir yaşam ile stres etkenlerinin artması nedeniyle artık gençlerde de hızla yaygınlaşıyor, hatta 10 yaşındaki çocuklarda bile görülüyor.
    Ailesel Hipertansiyon: Ailesel yatkınlık, tüm hipertansiyon vakalarının yaklaşık yüzde 95-97'sini oluşturuyor. Birinci veya ikinci derece yakınlarında hipertansiyon öyküsü olan kişilerde hastalığın gelişme riski, normal popülasyona nazaran 5-6 kat artıyor.
    Yüksek Tuz Tüketimi: Aşırı tuzlu beslenmek, uzun dönemde damar sertliğine yol açarak hipertansiyona neden oluyor. Dünya Sağlık Örgütü; günde ortalama 6 gram kadar tuz tüketilmesini öneriyor.
    Böbrek Hastalıkları: Böbreklerin hücrelerinde oluşan enfeksiyon veya tahribatlar ile böbrek damarı ve hücre toksisitesi gibi hastalıklar da kan basıncını yükselten sağlık sorunları arasında yer alıyor. Hipertansiyon ile böbrek hastalıkları arasında bir kısır döngü yaşanıyor. Böbrek hastalıkları tansiyonu yükseltiyor, tansiyon yükseldikçe böbrekte hasar oluşuyor.
    Obezite: Kan basıncını yükselten problemlerden biri de hareketsiz bir yaşam ve kalori alımındaki artış nedeniyle günümüzün önemli sağlık problemlerinden biri olan obezite. Kilo artışı sonucunda kalbin daha fazla kan pompalamak zorunda kalması, kalp ve damarlar için ayrı bir yük oluşturarak, kan basıncını yükseltiyor.
    Hatalı Beslenme: Hatalı beslenme alışkanlıkları en önemli sorunlardan biri. Aşırı yağlı ve karbonhidrattan zengin beslenme sonucu vücutta artan yağ dokusunda kan ba-sıncını artıran bazı maddeler salgılanıyor. Bu maddeler de damarların daha fazla kasılmalarına ve böylece tansiyonun artırmasına yol açıyor.
    Diyabet: Diyabet hastalarında hipertansiyon gelişme riski normal popülasyona oranla daha fazla. Oamar direncini, damar duvarındaki yapısal liflerde değişkenliği ve damarlarda sertleşmeyi artıran diyabet, tansiyona zemin hazırlıyor.
    Uyku Apnesi: Düşmeyen tansiyonun bir diğer nedeni ise uyku apnesi olabiliyor. Yapılan çalışmalara göre; uyku apnesi sorunu olan kişilerde hipertansiyon gelişme riski normal popülasyona göre 2 kat artırıyor. Uyku apnesi tedavisinde geç kalındığında, yüksek tansiyon kronik hale dönüşebiliyor.
    Stres: Stres tek başına etken olmasa da hipertansiyona meyil varsa kan basıncı değerini artıran ek bir risk faktörü. Toplumdaki yaygın inanışın aksine kişinin stresli olması, tansiyonu kalıcı olarak yükseltmiyor. Stresli anların ardından fiziksel ya da psikolojik istirahat haline geçildikten 20 – 30 dakika sonra kan basıncı hala yüksek ise o zaman tansiyon problemi var demektir.
    Sigara: Sigara kullanımı tansiyonu doğrudan yükseltmese de uzun vadede damarların kalınlaşmasına ve kireçlenmesine neden oluyor ve hipertansiyon gelişiyor.
    Alkol: Aşırı alkol kullanımı da karaciğer tahribatı, aşırı yağlanma, gereksiz kalori artışı ve beslenme bozuklukları yaparak hipertansiyonu artırabilen risk faktörleri arasında yer alıyor.
    Endokrin Hastalıklar: Tiroit hormonları, adrenalin, seratonin ve östrojenlerin yanı sıra böbrek üstü bezinden salgılanan renin, aldosteron ile kortizon gibi hormonların düzensiz ya da fazla salgılanmaları da kan basıncını doğrudan etkiliyor.
    ilaçlar: Bazı ağrı kesiciler ve hormonal ilaçlar, uzun dönem kullanılan bazı kortizon türevi ilaçlar, yine grip ve nezle için kullanılan bazı ilaçlar da kan basıncında geçici yükselmelere yol açabiliyor.
Hipertansif Bireylerin Dikkat Etmesi Gereken Konular:
-Tütün ve alkol kullanımından vazgeçilmeli,
-Sağlıklı beslenmeli,
-Fazla kilolu/obez ise kilo vermeli,
-Fizik aktiviteleri düzenli yapmalı
-Tuz kullanımını azaltmalı,
-Düzenli muayene ve tetkiklerle hastalığın takibine önem vermeli,
-ilaçlarını önerilen dozda ve sürede, aksatmadan kullanmalı
-Kan basıncı düzenli izlemeli/ izlenmesini sağlamalıdır.”dedi.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.