Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Halk Sağlığı Haftası: Anne ve Çocuk Sağlığı

3-9 Eylül tarihleri 'Halk Sağlığı Haftası' olması sebebi ile Havsa Toplum Sağlığı Merkezi tarafından gazetemize yazılı açıklama yapıldı.

Haber Giriş Tarihi: 13.09.2019 09:29
Haber Güncellenme Tarihi: 13.09.2019 09:29
Kaynak: Haber Merkezi
https://batiekspres.com/
Halk Sağlığı Haftası: Anne ve Çocuk Sağlığı

Nilay YILMAZ

    Havsa Toplum Sağlığı Merkezi tarafından gazetemize yapılan yazılı açıklamada, “Ülkemizde her yıl 3-9 Eylül tarihleri 'Halk Sağlığı Haftası' olarak kutlanmaktadır. Bu haftanın amacı; halk sağlığının ve koruyucu sağlık hizmetlerinin önemini vurgulamak ve yürütülen çalışmaları daha görünür kılmaktır. 2019 yılında Halk Sağlığı Haftasının teması anne ve çocuk sağlığı olarak belirlenmiştir.
    Sağlığın dünyada en geniş biçimde kabul gören tanımı; fiziksel, bedensel ve ruh-sal yönden tam bir iyilik hali olduğudur. Tam bir iyilik halinin sağlanması ortaya çıkan sağlık sorunlarının zamanında ve etkili biçimde çözümlenmesi kadar sağlık sorunlarının meydana gelmesini engelleyici yaklaşım ve uygulamaları da gerektirir. Birinci basamak sağlık hizmetleri olarak da adlandırılan koruyucu sağlık hizmetlerini ülke genelinde yaygın, etkili ve gereken kalite düzeyinde sürdürmek temel amacımızı teşkil etmektedir. Böylece insanımızın sağlığını korumayı ve geliştirmeyi hedeflemekteyiz. Bu kapsamda yürüttüğümüz çalışmalar içinde anneler ve çocuklar özel bir önceliğe sahiptir. Çünkü anne ve bebekler, diğer gruplara göre sağlık açısından daha fazla risk altındadırÇocuklar, bir ülkenin geleceği ve umududur. Bu nedenle en iyi koşullarda dünyaya gelmelerinin sağlan-ması, büyümeleri ve gelişmeleri için en uygun ortamın hazırlanması, geleceğe dönük fiziksel, ruhsal ve zihinsel donanımlarının en üst düzeyde oluşturulması ülkenin geleceği açısından yaşamsal önem taşımaktadır. 
    15- 49 yaş arasındaki tüm kadınların; sağlık açısından değerlendirilmesinin sağlanması,üreme dönemi kadın sağlığı göstergelerinin iyileştirilmesi,doğurganlık çağındaki kadında riskli durumların tespit edilmesi, gebelik öncesi danışmanlık verilmesi, erken dönemde gebelik tespiti yapılabilmesi içinyılda en az iki kez birinci basamak sağlık kuruluşları ve aile hekimleri tarafından izlenmektedir. 
    Evlilik öncesi sağlık raporu almak için başvuran kişilere;sağlıklı aile yapısı,üreme sağlığı,üreme sağlığı yöntemleri,cinsel yolla bulaşan enfeksiyonlar, akraba evliliği ve genetik geçişli hastalıklarla (kalıtsal kan hastalıkları hemoglobinopati) ilgili danışmanlık hizmeti verilmesi,evlenecek çiftlerin olası riskler, sonuçları ve korunma yolları konularında bilinçlendirilmesi amaçlanmaktadır.
    Gebelerin; doğum öncesi, doğum, doğum sonrası dönemlerine ilişkin bilgi sahibi olmalarını ve bilinçli doğum yapmalarını sağlamak, anne ve baba adaylarına normal doğum eylemi ağrı yönetimi ve yeni rollerini benimsemeleri konusunda bilgi ve beceri kazandırmak için Gebe Bilgilendirme Sınıflarında anne adaylarına bilgi verilmektedir.
    Doğum Öncesi Bakım Programı; gebelere doğum öncesi bakım yönetim rehberi doğrultusunda hizmet sunulması,sağlıklı gebelik geçirerek sağlıklı bebek doğurması ve sağlığının korunması,gebelikten önce var olan hastalıkların saptanması,gebelikteki riskli durumların erken tanı ve tedavisi ile gerekirse sevkini içerir.Tüm gebelerin en az 4 kez doğum öncesi bakım hizmeti almaları sağlanmaktadır. 
    Ülkemizin bazı bölgelerinde doğum eylemi yaklaşmış ya da başlamış olan anneler zaman zaman olumsuz iklim, ulaşım şartları veya sosyal sebeplerle sağlık kurum ve kuruluşlarına zamanında ulaştırılamamakta ve doğumlar olumsuz şartlarda gerçekleşebilmektedir. Bu tür olumsuzlukları önlemek, anne – bebek ölümlerini azaltmak için 2008 yılında  “Misafir Anne Uygulaması” (MAU) başlatılmıştır. Bu uygulama ile elverişsiz hava ve ulaşım şartları olan yerleşim yerlerinde ikamet eden, sağlık kurumuna erişiminde problem olabilecek gebelerin tespit edilerek izlemi, doğum tarihleri yaklaştığında daha güvenli yerleşim merkezlerine nakledilerek konaklamalarının sağlanması ve doğumlarının hastanelerde gerçekleştirilmesi, doğum sonrası anne ve bebeğin tekrar evlerine götürülmesi sağlanmaktadır.
    Gebelikte artan demir ihtiyacının karşılanması için her gebeye gebeliğinin 16 .haftasından itibaren doğumdan sonra 3 ay 40-60 mg/gün demir desteği sağlanmaktadır.  2008 yılından itibaren tüm gebelerimize ücretsiz demir dağıtılmaktadır. Yine Gebe D Vitamini Destek Programı ile gebelik ve lohusalık döneminde görülen D vitamini eksikliğini önlemek amacıyla her gebeye gebeliğinin 12. haftasından doğumdan sonra 6. ay sonuna kadar günde 1200 Ü D vitamini önerilmekte ücretsiz dağıtılmaktadır. 
    Anne Dostu Hastane Programı kapsamında, kanıta dayalı anne, bebek ve aile dostu bir model ile;başta kişi mahremiyeti olmak üzere,üreme haklarına saygılı,doğru veri ile doğru politika ve yaklaşım oluşturma,etkili iletişime odaklanma,her gebelik ve doğum sürecinin evrensel ilkelerle ve kendi kültürümüzle uyumlu hale getirilmesi amaçlanmaktadır.
    Bakanlığımızca 2008 yılından iti-baren; hastane doğumlarını artırmak, sezaryen oranlarını düşürmek,  anne sağlığını korumak amacıyla ülke genelinde kamu, üniversite ve özel sağlık kuruluşlarında doğumun yöntemlerine göre dağılımı, sezaryen oranları ve sezaryenlerin tıbbi gerekçelerine göre dağılımı izlenmektedir.Ülkemiz sezaryen oranlarının azaltılması için Doğum Eylem Planı hazırlık çalışmalarına Dünya Sağlık Ör-gütü ile birlikte başlanılmıştır. Çerçevesi oluşturulan ve yakın zamanda bir eylem planı olarak yayımlanması planlanan programımızda sezaryen oranlarını düşürmeye yönelik çeşitli girişimler bulunmaktadır.
    Lohusalık döneminde anneye sağlık personeli tarafından “Doğum Sonu Bakım Yönetim Rehberi”ne uygun olarak izlem yapılmaktadır. Doğum sonrası bakım ile; riskli durumları erken dönemde tespit ederek anne ölümlerini önlemek, anneye ve yakınlarına lohusalık dönemi, gebeliği önleyici yöntemler konusunda danışmanlık vermek, nutrisyonel desteğe devam etmek amaçlanmaktadır. Lohusanın normal doğum sonrası 24 saat, sezaryen sonrası 48 saat hastanede kalması sağlanmaktadır. Lohusanın doğumun gerçekleştiği sağlık kuruluşunca en az 3 kez, taburcu olduktan sonra da aile hekimi/aile sağlığı elemanınca en az 3 kez evde/sağlık kuruluşunda izlemi yapılmaktadır. 
    insana yapılan yatırımın geri dönüşü ile ilgili yapılan hesaplamalarda, en yüksek getirili yatırımın, erken yıllarda çocuklara yapılan yatırım olduğu gösterilmiştir. Çocuk izlemi, birinci basamak çocuk sağlığı ve hastalıkları hizmetlerinin temelini oluşturmaktadır. Tüm çocukların büyüme ve gelişmelerinin izlendiği, sağlıklı olup olmadığının değerlendirildiği, aşı ve sağlık eğitimi gibi koruyucu hekimlik uygulamalarının sunulduğu bir sağlık hizmetidir. Bu hizmetten yararlanmak her çocuğun en doğal hakkıdır. Sağlam çocuk izleminde amaç; sağlıklılığı sürdürmek, bebek ve çocuk ölümlerini, hastalık, sakatlıkları azaltmak ve önlemektir. Daha geniş anlamda, sağlığın geliştirilmesi ve desteklenmesini sağlamaktır. Ülkemizde doğan her çocuk aile sağlığı birimlerince; doğumdan sonra ilk yıl içinde 9, 6 yaşına dek 17 defa ve bundan sonrada okul çağı boyunca yılda bir kez izlenmektedir. 
    Büyüme ve gelişmenin özellikle hızlı olduğu erken çocukluk (0-3 yaş) ve ergenlik (10-19 yaş) gibi dönemlerde izlemlerin sıklığı ve içeriği farklılaşmaktadır. izlem içerisinde çocukların yaş ve özelliklerine uygun gelişimin değerlendirmesi ve desteklenmesi, taramalar, aşılama hizmetleri, beslenme gibi çocuk sağlığı için yaşamsal konularda ailelere danışmanlık ve gelişim için önemli vitamin mineral destekleri yer almaktadır.Aile hekimliği birimlerimizde her bebek ve çocuğun büyüme ve gelişmesi değerlendirilerek yakından izlenmekte ve bir sorun olduğunda müdahale edilmektedir.
    Halen ülkemizde doğan her bebekten alınan topuk kanı ile, zeka geriliğine ve ağır sekellere neden olabilecek fenilketonüri, konjenitalhipotiroidi, biyotinidaz eksikliği, kistikfibrozishastalıkları taranmaktadır. işitme kayıpları, görme kusurları ile bazı göz hastalıkları ve kalça çıkıklığı açısından taranarak erken tanı ile tedavi edilebilmektedir. 
    Bu yeni-doğan dönemi tarama programları ile her yıl 12 binden fazla çocuk yaşama sağlıklı başlama ve hayatını sağlıklı bireyler olarak sürdürebilme şansına sahip olmaktadır. Çocuklarımızın sağlığını geliştirmek için yeni tarama programlarının geliş-tirilmesi için çalışmalarımız sürmektedir.
    Bağışıklama çalışmaları hem toplum hem de çocuk sağlığı açısından son derece önemli çalışmalardır. Genişletilmiş bağışıklama programı kapsamında gelişmiş ülkelerdekine benzer düzeyde hastalığa karşı çocuklarımızı koruyoruz. 
    Çocukluk çağında; Hepatit B, BCG (verem), DaBT-Hib (Beşli karma aşı; difteri, aselüler boğmaca, tetanoz, inaktifpolio, hemofilusınfluenza Tip B aşısı), KPA (koju-gepnömokok), KKK (kızamık, kızamıkçık, kabakulak), OPA (çocuk felci), Td (erişkin tipi difteri tetanoz), Hepatit A, Suçiçeği aşılarını yapıyoruz.
    Bakanlığımız tarafından tedariği yapılan ve uygulanan aşıların depolandığı taşındığı ve uygulandığı her noktada soğuk zincir ve stoğu izlenmektedir, hangi aşının hangi çocuğa uygulandığı takip edilmektedir. Ayrıca yerli aşımızı üretmeye başlıyoruz.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.