“Üretebilmemiz için Devlet Desteğine ihtiyacımız Var”

Nilay YILMAZ

    Havsa Ziraat Odası Başkanı Bülent Uzel gaztemize yaptığı yazılı açıklamada; “2018 üretim yılı, çiftçilerimiz açısından olumsuz hava değişiklikleri nedeni ile başta buğday ürünü olmak üzere, Ayçiçeği, çeltik, mısır ve meyve ürünlerinde bölgesel bazlı verim ve kalite kayıpları yaşatmış olup, çiftçimizi ekonomik olarak sıkıntıya sokmuştur. Bu yetmiyormuş gibi birde ekonomik olumsuzluklar tarımı durma noktasına getirmiştir.
    Ayçiçeği ülkemizde önemli bir yağ bitkisi olup yağ tüketimimizde 1'inci sırayı almaktadır. Türkiye bitkisel ham yağ üretiminin yaklaşık %50'si ayçiçeğinden karşılanmaktadır. Bu sebeple Tarım Bakanlığı tarafından ayçiçeği, prim ödenen bitkiler arasına alınarak ayçiçeği üreticisine kilogram başına destekleme primi ödenmektedir.
    Yağı çıkarıldıktan sonra geriye kalan küspede, yüksek oranda protein bulunmaktadır. Bu nedenle karma yem üretiminde oldukça yaygın olarak kullanılmaktadır.
    Ayrıca yağlı boya, kağıt, plastik, sabun ve kozmetik ürünlerin yapımında hammadde olarak kullanılmaktadır. 
    Ülke üretiminin yaklaşık %60 ı Trakya da yetiştirilen Ayçiçek bu yıl çiftçimizin yüzünü güldürmüştür. Bölge ortalaması olarak beklentilerin altında kalsa da köylere göre değişmekle birlikte 150-200 kg/da verim alınmıştır. Ayçiçek hastalıklarının en önemlilerinden olan gövde ve tabla çürüklüğü hastalığı mücadelesi ekonomik olmamakla birlikte bölgemizde önemli ölçüde gözlenmiştir. Verim iklim faktörlerine bağlı olan döllenme problemi ve tabla çürüklüğü hastalıkları sebebi ile beklentilerin altında kalmıştır. Geçtiğimiz yıla oranla artış gösteren kg fiyatları üretim döneminin kısa olması ve diğer tarım ürünlerine kıyasla düşük olan üretim maliyeti sebebi ile Ayçiçek bu yıl işletmeler için kurtarıcı ürün olmuştur.
    Tarımsal üretimimizin temel kalemlerini oluşturun gübre, mazot, tohumluk ve ilaç maliyetlerindeki artışlardan dolayı çiftçilerimiz ekim dönemi yaklaşmış olmasına rağmen girdi teminlerini yapamamıştır. Çoğu üreticimiz tarlasını gübre kullanmadan ekmeyi planlamaktadır.  Böyle bir ekimde ciddi anlamda verim düşüklüğü ve bitkisel üretimin azalacağı beklenmektedir.
    Tarımsal üretimde kullanılan 20-20-0 toprak altı gübrenin tonu 2017 yılı ekim döneminde 1.000.-TL/ton dan 2.120.-TL/tona yükseldi. Üre gübresi 2.200.-TL/tona yükselmiştir.
    Buğday ürününde yeterli gübreleme yapılabilmesi için dekar başına 65-70 kg gübre kullanılması gerekmektedir. Dekara verilen gübre desteği 4.00.-TL'dır. Bu rakamla 2 kg gübre bile alamıyoruz. Devletimizin acilen gübre desteğini fiyatlarda artışa paralel olarak yükseltmesini talep etmekteyiz.
    Kullanılan diğer bir üretim girdisi de Mazottur; 2017 eylül ayında mazotun litre fiyatı: 4.70.-TL idi. Bu gün itibariyle mazotun litre fiyatı: 6.35.-TL dir. Bir yılda mazotun fiyat artışı %35'lere yaklaşmıştır. Şu an 1 dekarda kullanılan mazot 10 lt dir, bunun parasal maliyeti; 63.00.-TL'dir. Dekara verilen mazot desteği 15.00.-TL'dir. Dekar başı mazot desteğinin artışa paralel olarak yukarı çekilmesi gerek-mektedir.
    Zirai ilaç fiyatlarında da bir önceki yıla göre artış oranları %70 lere yaklaşmaktadır. Hiçbir şekilde ürünlerinde bu kadar artış almayan çiftçilerimiz bütün girdi maliyetlerinde %70 ile %100 arasında fiyat artışları ile karşılaşmıştır. Bu artan girdi maliyetlerinde çiftçilerimizin üretim yapması imkansız hale gelmiştir.
    Bu gün itibariyle çiftimizin sadece gübre ve mazot olarak 1 dekar maliyeti 200.-TL'yi bulmaktadır. Bunun için tablo çok açık ve net olarak ortadadır. Devletimizin bu günlerde üretim için tarlaya inecek olan çiftçimize dekar başına: 100.-TL gübre-mazot desteği, Satmış olduğu buğday ürünün Ton desteğinin 100.-TL'ye Ayçiçek desteğinin ton başına; 500.-TL'ye diğer ürünlerde de desteğin artırılmasını ve çiftçimize devletimiz tarafından sahip çıkılmasını istiyoruz.
    Bu sebeple Üreticilerimizin daha da zor durumlara düşmemesi için artan tarımsal faiz oranlarının düşürülmesini ve Milli Tarım Politikasının acilen tekrar gözden geçirilmesini talep ediyoruz.”dedi.